Bağlı Mısınız Bağımlı Mı?

3

21 Temmuz’da kızım on yaşını bitirdi ama 2004 doğumlu olduğu için biz ona bu yıl on yaşında diyeceğiz o, kendini on bir oldum diye tanıtsa da. Az zaman değil on yıl annelikte düşündüğünüzde. Tamam mutlaka yolun çok başındayız allah sağlık, ömür verirse ama bu on yılda da çok şey yaşadık. Gazı, emmesi, diş çıkarması, yürümesi, konuşması, okuması, yazması, hastalığı, doğum günleri, özel günleri, ameliyatı…İtiraf edeyim büyüdükçe kolaylaştı annelik bana göre, paylaşımlar arttıkça, kendini ifade ettikçe daha kolay anlaşır olduk. Kendini ifade ettikçe dedim ya, işte bu kendini ifadeler gelişince yalnız iş biraz zorlaşmaya başlamadı değil, her şeye karışır, her şeyi sorgular, her konuda fikir yürütür oldu. Daha bir muhalif, daha bir sizi eleştirir oldu. Kıyafetleri, zevkleri, hobileri değişir oldu. İlgi alanları yüzde iki yüz değişti, yani kızım artık büyüdü. On yaşında bunu çok daha iyi anladım, artık çocuk olmaktan çıkıp genç kızlığa adım atıyor ve artık eskisi gibi dizimin dibinde değil olmayacak da.

Peki ben hazır mıyım tüm bunlara? Gözüne sürdüğü fara, izlediği dizilere, internetteki gezinmelerine, arkadaşlarıyla sohbetlerine, kıyafetlerine, saç tebeşiri ile saçını boyamasına, hoşlandığı çocuğa, odasının duvarına astığı posterlere, popüler şarkıları bağıra bağıra dinlemesine, odasının kapısını sürekli kapalı tutmasına, kapanıp arkadaşlarıyla telefonda saatlerce konuşmasına, iç güzellikten çok dış güzelliğe takılmasına… Hazır olmam lazım çünkü ben de o yaşlarda oldum ve o yaşlarda her ergen gibi bunların hepsini olmasa da çoğunu yaptım. Gel gör ki yaşamak yetmiyormuş, benim zamanımda bana normal gelen o şeyler, şimdiki yaşım ve aklımla çocuğum yapınca normal gelmiyor yani ne empatik ne sempatik olabiliyorum. Olmalı mıyım? Kesinlikle evet. Benim annem olduğu için şu yaşımda en iyi arkadaşım sırdaşım o. Ben de olmalıyım, bunun için çaba harcıyorum ama her zaman çok kolay olmuyor onu da söyleyeyim.

Ne çok dağıttım konuyu yine, oysa yeni yaşında kızımın hayatına kattığı iki önemli gelişmeyi yazacaktım. İlki bu yıl rüzgar sörfü denedi Duru ve çok da başarılı oldu. Hayatına çok önemli katkılar sağlayacağını düşündüğüm bu spordan çok da hoşlandı. Diğeri ise uzun zamandır yapmaya uğraştığı ama bir türlü başaramadığı iki tekerlekli bisiklete binmeyi bu yıl Bodrum’da halletti. Artık bisiklete biniyor binmekle kalmayıp akrobatik hareketlere bile geçti. Kızımın bu iki sporda başarılı olduğunu, sörf tahtasında ayakta kalıp rüzgarla dans ettiğini ve bisikletle özgürce gidebildiğini burada yazmamın sebebi, kendi başlarına bir şeyi başarmanın ona verdiği hazzı yaşadım, gördüm demek için. Yoksa kızım şunu da yapıyor, bunu da yapıyor demek değil amacım. Tek başına olmak, çabalamak, çok çalışmak, yorulmak ama sonunda başarıya ulaşmak… Kimseye bağımlı olmadan, arkasından bisikleti kimse tutmadan gidebilmek, özgür olmak… Nasıl bir gurur, nasıl bir özgüven o bilseniz. Doğaya uyum sağlamak, rüzgara uymak, uzaklara tek başına gidebilmek… Bize bağlı ama bağımlı değil, yeri gelip uçabilir, koşabilir, kopabilir ama biliyor ki biz buradayız ve onu bekliyoruz. İşte bisiklete binmesi benim için bu yüzden önemli, işte rüzgar sörfü bu nedenle beni mutlu ediyor, çünkü o mutlu ve özgür.

Bağlı ama bağımlı çocuklar, ebeveynler olmamak umudu ve ümidiyle…

3 YORUMLAR

  1. cocuklar cok hizli buyuyor ama biz onlara ayak uydurabilecek miyiz bilmiyorum…o an verecegimiz tepkiler cevaplar ne olmali hic bilmiyorum. ve bu konuda cddi bir danismana basvurmak bile istiyorum. cunku kizim 9 yasinda bana tatilde bir cocuktan hoslandigini soyleyince kem kum kebelek oldum ya :)))))))))))))))

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz