Yaşadığımız Hayat Kendi Seçimimiz

5

Günlerden cuma, yazacak çok konu var, anlatılacak çok hikaye var ama nedense bugün sağdan soldan, aklıma ne gelirse ondan yazmak istedim. Malumunuz arada İstanbul’a gelsem de, kaçamak tatiller için Ege’ye gitsem de neredeyse iki aydır Sapanca’dayım. (Tabii ki oyumu kullanmak için pazar günü İstanbul’da olacağım) Burada öyle bir hayat yaşıyoruz ki, sabah kalktığımda en büyük telaşım köpeğin suyunu vermek, çiçekleri sulamak, bahçe taşlarını yıkamak, kahvaltıya taze poğaça yapmak… Biz kahvaltı yaparken eve yavaş yavaş dolmaya başlayan çocuklara sütlü kahve servisi ile başlayan günüm, sehpa üstünde fincanların bıraktığı leke, dondurma kağıtlarının yerlere saçılması, tezgaha sıralanmış boş bardaklar, çubuk kraker döküntüleri, yerlere saçılmış kutu oyuncakları, balkon camlarındaki yüz tane parmak izini gülümseyerek! geçiyor. Tüm bunlar İstanbul’da ve en fazla iki çocukla olduğunda dır dır etmeden duramayan ben burada gülümsüyorum evet, çünkü yetişmem gereken yer yok, trafik derdi yok, çevre kirliliği yok, sıra beklemem gereken iş yok. Ne zaman İstanbul’dan iş için telefon gelse, toplantı ya da eğitim için gitmem gerekse daha o an başlıyorum gerim gerim gerilmeye, bir sıkıntı, bir telaş, bir kovalamaca.

fotoğraf (69)

fotoğraf (68)Burada beş çayları da başka, sabah kahveleri de. Kıyafet değiştirmiyorsun, saçını topladın mı tepene oldu bitti, her daim açık havada içiyorsun çayını, başında bekleyen garson yok, iki üç bardak içip kalkma derdin yok, kalkıp eve yetişme derdin yok, çocuğun gözünün önünde, çayın bahçende fokurduyor, iki çift laf edip sonra telefonuna bile bakmıyorsun, sohbet koyu burada.

Yemekler imece usulü, bir gün sen yapıyorsun tüm çocuklar sende yiyor, yarın diğer komşu “hadi bize gelin” diyor, yaptığın her şeyi fazla yapıyorsun çünkü tabak tabak dağıtmak çok zevkli, paylaşmak çok daha güzel buralarda.

fotoğraf (73)

İster kitap oku, ister boya yap ister oya kimse karışmıyor, kimse rahatsız etmiyor, bir ağaç gibi tek ve hürsün ama bir orman gibi kardeşçesine yaşıyorsun. Ne giymiş, hangi modelmiş, kaç paraya almış, nerede yemek yemiş, kimle gezmiş takan yok, para da harcamıyorsun burada, masraf yok ki! Oyuncak doğal, oyun gani, lüks restoran hamburgerci yok, pizza evinde pişiyor, kuaför zaten sensin, kafe her daim 7/24, ister göl manzaralı ister dağ…Yani tasarruf senin işin oluyor burada.fotoğraf (74)

Akşam sessizliğinde hafif esen rüzgarda penye hırkanı sırtına alıp, mumlarını yakıp yazmak için oturdun mu masanın başına ya da yatağına uzanıp kitabını aldın mı eline, olmadı arkadaşlarınla derin konulara daldın mı hele bir de gözlerin kapanmaya başladı mı senden huzurlusu, mutlusu yok…

Yok mu hiç sıkıntıları… Bir kere uzaklaşıyorsun sorunlardan, ülke gündeminden, cahil!!! olmaya başlıyorsun bir süre sonra, şehirdeki gibi diklenmiyorsun, tepkilerini daha sakin yaşıyorsun, kendi içinde değerlendiriyorsun, hani okuman yazman olmasa iyice üç maymunu yaşarsın burada, zaten yaşayan da çok. Sonra buralarda da hayal kırıklığı yaşıyorsun, insanlardan beklemediğin davranışları görüyorsun, kazık yediğinde oluyor ama hiç oralı olmuyorsun, takılmıyor, geçiyorsun, ya da büyütmüyorsun .

Ben bunları yazarken aşağıdan “mısır haşlar mısın bize” diye sesler geliyor, birazdan bir aydır burada olmayan yan komşum geliyor toprakta güveç yapacağım ona, sonrasında kitabımı elime alacağım ta ki, hadi çay demledim bekliyorum diyen bir başka komşum gelecek ve ben ona gideceğim. Kışın yeni projeler için enerji depolayacağım böylece.

Siz mi, siz bana şu anda “hayat sana güzel” diyorsunuz belki, ya da “amma da boş kadın işi gücü yok mu bunun” aklınızdan geçiyor, belki de istediğim işi yapıp vazgeçtiklerim için beni yargılıyorsunuz çalıştığınız işyerindeki dosya dolu masanızdan… Kim bilir belki siz haklısınız ya da ben, ya da haklı yok ama şu var ki ben bunu SEÇİYORUM, benim TERCİHİM bu. Bedeli yok mu çok ama dedim ya benim seçimim, SORUMLULUK bende.

 

5 YORUMLAR

  1. Muhteşem ,hayranlıkla izliyorum Banu ‘cuğum.Yirmi yıl önce beni yaşıyorum yaşadıklarında.Çocuk bahçesi evimiz şimdi öyle sessiz ki ;kek yap ,oyuncak yap ,saç ör ne güzel günlermiş o günler benim için…Sindire sindire yaşa ,sağlık ve mutlulukla….Sevgiler herkese…

  2. Ne güzel. Burhaniye’de böyle işte. O yüzden Arda, yaz gelince koşarak gidiyor. Ben de her fırsatta kaçıyorum. Tadını çıkarmak lazım. İyi tatiller, iyi dinlenmeler…

  3. su an burnuma o mis gibi yikanmis taslarin topragin kokusu geldim desem…o kadar guzel anlatiyorsun ki kiz gelince kapini pat diye calacagiz korkarim :))))))))

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz