Bu aralar bir meyhane merakı sardı ki beni sormayın. Mezelere olan düşkünlüğüm mü, çalan o Türk Sanat Müziği mi, yoksa sosyalleşme keyfim mi bilemiyorum ama mutluluk sarhoşu oluyorum bildiğiniz. Geçtiğimiz hafta sonu Beyoğlu’nda, daha kapısından içeri girerken kendimi uzun elbise içinde elimde yelpazem ile, paşaların, hanımefendilerin, saray mensuplarının oturduğu masalardan geçip bana ayrılmış üst kata çıkarken hayal ettim. Sonra Latife Hanım Meyhanesi’nin bembeyaz örtülü bir masasında kendime geldim.
Meyhaneler günümüzde gittikçe çoğalan ve çok keyifli sohbet ortamı yaratan mutfakların başında geliyor. Her ne kadar eskiden erkek erkeğe gidilen bir yer olmuşsa da günümüzde artık kadınlı erkekli grupların gidip eğlendiği yerler haline geldi. Latife Hanım’da durum biraz daha farklı; haftaiçi de haftasonu da erkek veya kadın-erkek masasından çok kadın masası görebilirsiniz. Anlayacağınız kadınların güvenerek gittiği, gönüllerince yiyip içtikleri bir mekan. Zaten duvardaki Cumhuriyet kadınlarının fotoğrafları burada kadına verilen önemi çok açık bir şekilde gösteriyor.
İçeri girdiğiniz anda tarihte bir yolculuğa çıkıyorsunuz Latife Hanım’da. Bembeyaz örtülü masalar, Cumhuriyet dönemini yansıtan dekorasyon, o dönemin müzikleri, eski tablolar, dantel örtüler. Saatlerin hepsi 9:05’i gösteriyor. Duvarların dili olsa da konuşsa sözü sanki burası için söylenmiş. Duvarların hepsi konuşuyor ve Ömer Hayyam’ın dizelerini fısıldıyor size.
Sahibi Latif Kerse, mekandan da anlaşılacağı gibi tam bir Cumhuriyet aşığı, mutfak işinden anlayan, yeri geldiğinde mezeleri kendi hazırlayan çok iyi bir aşçı. Arkadaşları onun yapamayacağı bir yemek olmadığını, gecenin bir yarısı kalkıp beze, makaron yapan, artan yumurta sarıları ile bir de keki aradan çıkaran misafirperver biri olduğunu söylüyorlar. Evi bilmem ama Latife Hanım’da bizi çok iyi ağırladı. Daha önce Baykuş Beyoğlu, Baykuş Cihangir’in sahibi olan Latif Kerse, bir süre sonra bar işinden sıkılıp, üç yıl önce Latife Hanım’ı kurmuş. Latife Hanım adı sanılanın aksine ismi Latif’ten gelmiyor. Dedim ya tam bir Cumhuriyet aşığı diye, buranın ismini de Cumhuriyet dönemi kadınlarından alsın istemiş ve eş dost arasında yapılan oylamada Latife Hanım kazanmış. Çok da yakışmış isim.
En İyi Meze
O meze tepsisi yok mu beni benden aldı. Çoğu meyhanede maalesef mezeler fabrikasyon gibi sunuluyor. Amerikan salatası, sigara böreği meze sayılıyor. Artık nasılsa içerken ne yediklerini anlamazlar diye mi düşünüyorlar bilmiyorum ama böyle yerlere gitmekten de ekşimikli sigara böreği yemekten de hoşlanmıyorum. Latife Hanım’da menü Latif Kerse tarafından hazırlanıyor ve tüm yiyecekler için kullanılan malzemeler bizzat yöresinden geliyor. Yediğim en iyi mezelerdi diyebilirim. Örneğin hellim Kıbrıs’tan turşu Çubuk’tan getiriliyor. Beyaz peyniri çok merak edip sordum, meze peyniri farklı mı olur diye. Evet farklı olurmuş, bir yıl beklemiş peynir makbulmüş. Kıbrıslı kadınların keşfi olan zeytinli hellimli ekmeğin tadına mutlaka bakın derim. Bana sorarsanız, bademli kabak, maş fasulyesi salatası, peynirli kurutulmuş domates ve topik soğuklar için iyi seçim. Ahtapot ve hellimli kalamar sıcak olarak iyi gidiyor ama siz zaten sohbetin büyüsü, müziğin ritmi ile çoktan ısınmış oluyorsunuz.
Müzik dedim de Latife Hanım’ın diğer meyhanelerden farkı başınıza dikilip zorla parça çalıp para bekleyen davulcu zurnacı yok. Çarşamba, Cuma ve Cumartesi akşamları canlı olarak keman eşliğinde Türk Sanat Müziği oluyor. Her şey nazik her şey naif her şey ayarında burada. Mimari bile boğmadan, sıkmadan, şatafata dönüşmeden yapılmış. Yine her bir noktada Latif Kerse’nin emeği var. Duvardaki apliklerden avizelere, tablolardan örtülere kadar tek tek gezip topladığı eskilerle döşemiş mekanı. Bu yüzden de sanki Cumhuriyetin ilanından beri yaşayan bir mekan gibi hissediyorsunuz. Hep diyorum hobisini işe dönüştüren, sevdiği işi yapan insanın hali de yaptığı iş de farklı oluyor.
İşte bir fark daha size; Latife Hanım’ın son dönemde yarattığı #çöpdeğilmama kampanyası oldukça dikkat çekiyor. Tabaklarda kalan yemekler artık arkanızdan ağlamıyor; sokak hayvanlarına gidiyor! Sadi Tekin adlı illüstratör #çöpdeğilmama sloganını tabaklara da çizmiş. Bu tabaklar şimdilik bir yıl önce Bodrum – Yalıkavak’ta İskele Caddesinde açılan Latife Hanım’da kullanılıyor. 1 Nisan itibariyle Bodrum-Yalıkavak şubesi sezonu açmış. Yalıkavak’ta deniz kenarında rakı-meze keyfi yapmak isteyenlere duyurulur.
Ben şu anda İstanbul’da Beyoğlu’nda bulunan Latife Hanım’a bir daha ne zaman ve hangi arkadaşlarımla gitsem diye program yapmaya başladım bile. Gitmeden arayın, özellikle haftasonu için rezervasyon yaptırın derim. Benden de selam söyleyin ha bir de Arnavut irmiğini çayla deneyin.
Latife Hanım İstanbul
İstiklal Cad. Bekar sok. No:22/A Beyoğlu, Tel: 0212.293.00.68
Bodrum
İskele cad. 19/A Yalıkavak, Tel: 0252.385.27.33
ig:latifehanimmey
Fotoğraflar Andaç Şahan, Banu Tozluyurt ve Latife Hanım Meyhanesi web sitesine aittir.
