Sizin anneniz aynı zamanda sınıf öğretmeniniz oldu mu?

3

Şimdi bir kadın düşünün, sabah kalkıyorsunuz bu kadın anneniz, okula gidiyorsunuz öğretmeniniz oluyor, akşama yine anneniz…Evde size kızıyor mesela, “çık dışarı” diyor. Nasıl yani nereye çıkayım, belli ki kendini okulda sanıyor. Okulda da en kötü size davranıyor ki diğer öğrenciler ayrım yapıyor demesin diye. Bu işin bir kısmı, diğer kısmı diğer öğretmenleriniz. Ellerinde büyümüşsünüz, ilk okul zamanında okuldan çıkıp annenizin iş yerine yani ortaokula geliyor, onların derslerine giriyorsunuz… Sonra siz büyüyüp annenizin öğretmen olduğu ortaokula yazılıyorsunuz ve bu abla abiler öğretmeniniz oluyor. Diğer öğrencilere “Herkes hata yapar, tamam yavrum olur böyle” siz  yaparsınız en ağır cezayı alırsınız…Neymiş diğer öğrenciler bana ayrım yapılıyor diye düşünmesinler. Sonra beni kenara çekerler, “Banu’cum aman sen alınma mahsus böyle yapıyoruz” diye…Ne çektim be şu ayrımcılık yüzünden…

Annem hangi derse mi giriyordu, aslında kendisi lisede coğrafya öğretmenidir ama bize tarih dersine giriyordu. Sınav sorularını evde hazırlamazdı ki olur da ben araklarım diye. Kendisi çok ama çok sevilen bir öğretmendi dolayısıyla kimse onun hakkında art niyetli düşünmezdi ama bir gün tüm sınıfa soruları dağıttığımı itiraf etmeliyim. Demek ki okulda hazırlasa da soruları, su uyur Banu uyumazdı…

Bir dönem de annem okulda müdür muaviniydi…Buyurun buradan yakın, bi normal anne ol, evinde otur, çocuğuna dersini yaptın mı de, okulda neler oldu diye sor. Neredeee benim anne hem başımda hem yönetimde…Ne çektim be…

Ben ortaokulda bir öğretmenime aşıktım bu arada. Öğretmenim hem yakışıklı, hem bekar, hem de inanılmaz kibardı. Hangi dersin öğretmeni olduğunu söylersem şimdi pek uygun kaçmaz ama aramızda çok yaş farkı vardı:) sonra o evlendi zaten. Meğer sonradan anladım ben ona değil onun öğretilerine, fikirlerine, insanlığına aşıkmışım. Yıllar yıllar sonra Tüyap’ta imza günüme geldi, ben O’na kitap imzaladım. Aşkımız bir masalmış.

Anneme dönecek olursam hiç klasik bir anne olmadı. Arkadaşlarım eve kimseyi çağıramazdı, anneleri ev dağılınca kızarmış. Bizim evde hiç öyle sorunlar olmazdı çünkü annem öyle dağınıklık, düzen gibi gereksiz ayrıntılara takılmazdı, çocukları çok severdi, gençler ona hayrandı. Bu yüzden de çok ama çok şanslı bir öğrenciydim diğer taraftan.

Arkadaşlarım ahhh arkadaşlarım. Çalışsam suç çalışmasam suç. İyi not alırım, kesin torpillisin derler, kötü not alırım, utanmıyor musun annene ayıp değil mi derler. Okulda kaçma planları yaparlar, ben de geleceğim derim, kabul etmezler ispiyonlarım diye. Ben gelmeyeceğim derim tabii torpillisin derler. Ağzımla kuş tutsam, kuşu annen tutmuştur derler. Ne çektim be.

En zoru da neydi biliyor musunuz, annene “öğretmenim” demek. Mümkün olduğu kadar o kelimeyi kullanmak istemezdim, ikinci çoğul şahısla hitap ederdim anneme. Bazen de içimden ” yaaa anne yaaaaaaaaaa” demek gelirdi. Çok tuttum ben içimi çok. Ne çektim be.

Doğrusu çok çalışkan bir öğrenciydim. Bu çalışkanlık gerçekten istediğim için mi yoksa anneme söz gelmesin, annem benden utanmasın diye mi hala bunu düşünür dururum. Nitekim lisede Özel bir okula kaydımı yaptırınca hazırlık sınıfından sonra ortalama bir öğrenci oldum. Hatta ortaokulda okul ikincisi olan ben lise ikinci sınıfta ilk kez kimya dersinden ikmale kaldım. Lisede hayatım da çok kolay değildi ama. Çalışan bir annem, benden altı yaş küçük bir kız kardeşim ve bir de 12 yaş küçük erkek kardeş gelmişti…Küçük anne olarak onların bakımı ve evin tüm sorumluluklarını fazlasıyla paylaşıyordum. Ne eve geldiğimde beni karşılayan bir annem, ne kek kokusu, ne düzenli bir oda…Anahtarla içeri giren, kardeşlerini karşılayan, annem hasta olsa da okula gitmese, beni karşılasa diyen bir kız çocuğu…Burada yoğun çalışan kadın, anne arkadaşlarıma getiriyorum sözü. Eminim bazen düşünüyorsunuz, çocuğuma haksızlık ediyorum, çocuğumu bir kez olsun okuldan eve gelince karşılayamıyorum, hasta olunca onu bırakıp toplantıya gidiyorum…Ben de sizin çocuğunuz gibi bir çocuktum ama bana şimdi bana kaybolan yıllar mı deseler; kesinlikle HAYIR derim. Zamanında çok sitem etsem de, içimde bir yerlerde bir şeyler yer etse de her şeyin bir bedeli var ve annemin işini seçseydim yine aynı işi yapmasını seçerdim. İyi ki annem çalışmış, iyi ki öğretmen olmuş, iyi ki aydınlık insanlar yetiştirmiş ve ben iyi ki çalışan bir annenin çocuğu olmuşum.

Öğretmenler günün kutlu olsun ANNEEEEE!!! Sanırım benim için dileğini yerine getiriyorum…

 

3 YORUMLAR

  1. Merhabalar. Annem öğretmen değil ve sanırım olmasını istemezdim. Çünkü sürekli annem olduğunu bilecek ona göre davranacaktım muhtemelen. Belki annem beni düzeltirdi bilemiyorum… Annem ev hanımı. :) Rabbim başımızdan eksik etmesin büyüklerimizi. <3

    Bumerang ödül töreninde tanışmıştık. Sitenizi ziyaret etmek istedim. Çok hoş bir site. Sevgiler… :)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz