Doğanın İncisi Munzur Vadisi ve Tunceli

0

Doğu Anadolu’nun gizemli coğrafyasında yer alan Munzur Vadisi ve Tunceli, Türkiye’nin keşfedilmeyi bekleyen nadide bölgelerinden.  Doğal güzellikleri, zengin kültürel mirası ve tarihi dokusuyla bölgeyi görüp de büyülenmemek imkansız. Hafızalarımızda hep olumsuz haberlerde kalan Tunceli ve çevresini gezerken etkileyici Munzur Dağı manzaraları, Munzur Çayı’nın berrak suları, Munzur gözeleri derken gelmekte, görmekte ne kadar geç kaldığıma hayıflanmadan edemedim. Tourjuva ile 2 Kadın Anadolu’da olarak Armağan‘la yola çıkışımıza ise bir kez daha şapka çıkarttım.

Munzur Vadisi, Munzur Dağları’nın eteklerinde uzanan bir cennet. Bölgede turist olarak gezmek on üzerinden bakacak olursanız yedi ile değerlendirilebilir. Anlayacağınız öyle kolay bir rota değil. Mesafeler kısa olsa da yollar virajlı, kimi zaman çakıl ve dik olduğu için süre uzun oluyor, bir yerden bir yere giderken. Yürüyüş rotaları da yer yer yokuş, yer yer kaygan. Tüm bunlarla beraber Munzur Çayı’nın berrak suları, yemyeşil ormanlar, etkileyici dağ manzaraları ve eriyen kar sularının dağların içinden akmasına verilen isim olan “göze”leriyle adeta masal diyarı buralar. Doğa yürüyüşleri, kampçılık ve doğa sporları için ideal olan vadi, macera arayanların vazgeçilmez noktalarından biri bana göre.

Munzur Vadisi aynı zamanda bioçeşitlilik açısından da çok zengin. Çeşitli bitki türleri, endemik flora ve nadir görülen hayvanlar, burayı doğa fotoğrafçılarının ve doğa tutkunlarının gözdesi haline getirir. Şansınız varsa bizim gibi Munzur Milli Parkı içinden geçerken dağ keçileri ile karşılaşabilirsiniz. Tunceli’den Elazığ’a dönüş yoluna geçerken Keban Baraj Gölü üzerinde feribotu kullandık. Baraj nedeniyle sular arasında adaya dönüşen Pertek Kalesinin manzarası gerçekten etkileyici.

Bölge dünyada farklı kulvarlarda ilklerde yer alıyor diye boşuna söylemedim Kemaliye yazımda. Çırçır Şelalesi de dünyanın en genç şelalesi sayılıyor. 1970’lerde barajda suyun tutulması, yeraltı basınçlarının değişimi ve akacak suyun bir yerden kendine yol bulması sonucu oluşmuş. Şelale çevresinde Alabalık tesisleri mevcut.

Munzur’un kucağında saklı, Ovacık.

Bizler Ovacık’ı daha çok eski belediye başkanıyla tanısak da halkının samimiyeti ve misafirperverliği, doğal ve kültürel zenginlikleri, kadın erkek eşitliği konusunda ülkemizde ilk sıralarda yer alması, ilk defa tattığım ışkın otu ile gönlümde başka bir yere oturdu.

Ovacık Kadın Kooperatifi’ndeki kadınlarla yaptığımız sohbet, onların diktiği kıyafetler, Küba Kafe’de yediğimiz yöresel yemekler ülkemizin tarihi, kültürel, doğal zenginliklerini bir kez daha hatırlattı hepimize.

Hep duyduğum, kafamda çok başka resmettiğim Çemişgezek’in her ne kadar merkezine gitmesek de çay kenarında oturduğum an bendeki Çemişgezek’i hafızama kazıdı. Buralar bir daha gelirsem Çemişgezek senden bir çay alacağım var.

Köyleri, doğal güzellikleri derken Tunceli şehir merkezinde de etkilendiğim birkaç şeyi söylemeden geçemeyeceğim. Öncelikle merkezdeki muhteşem Celal Doğan Parkı ve su kenarına inen o güzelim merdivenli yol beni çok şaşırttı. Bu kadar güzel, bu kadar yeşil ve yürüyen insanların bu kadar modern olacağını beklemiyordum. Tunceli’de akşam saatleri diğer Doğu şehirlerine göre çok hareketli. Restoranlar, kafeler cıvıl cıvıl insanlarla dolu. Üstelik bu insanlar çok mutlu. Hediyelik eşya satan dükkanlardaki kadın esnaf o kadar özgüvenli ve girişken ki hepsiyle sohbet etmeye kalksak günler yetmez. Şehrin merkezindeki heykel ise bugüne kadar görüp tanık olmadıklarımızdan; delisine sahip çıkmış, çok sevmiş ve o öldükten sonra heykelini merkeze dikmiş, üzerine de “Ölmedin Seyid Hüseyin” yazmış bir şehir burası, gerisini siz düşünün.

Dersim, Tunceli’nin geçmişteki eski adı olarak bilinse de halk arasında çoğunlukla Dersim kullanılıyor. Bölgenin tarihinde yaşanan sosyal ve politik olaylar nedeniyle önemli süreçlerden geçen il, Alevilik-Bektaşilik inancının da önemli bir merkezidir. Tunceli Cemevi’ne yaptığımız kısa ziyaretimiz de güne huzurla başlamamıza vesile oldu, dededen dinlediklerimiz sayesinde.

Munzur Vadisi ve Tunceli yöresine seyahat ederseniz hem doğanın kucağında huzur bulacaksınız hem de zengin tarih ve kültürle dolu bir serüvene çıkacaksınız. Keşfedilmeyi bekleyen birer hazine gibi, her ziyaretçiye benzersiz deneyimler sunmaya hazır, benim deneyimlerim bunlar, sizinki ne olacak merakla bekliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz