Okullarda Blog Yazma Kulübü

2

Bloglar hala okunuyor mu diye tartışmalar sürerken artık okullarda blog yazma kulüpleri açılıyor. Hatta ben, geçtiğimiz günlerde bir blog yazma kulübüne davet edildim, deneyimli bir blog yazarı olarak. İnanın bu kadar keyif alacağımı, ilgiyle karşılanacağımı, gençlerin bloglara olan yaklaşımının bu denli sıcak olacağını tahmin etmezdim. Çok ama çok mutlu oldum ve kendimi de sonrasında tebrik ettim. Niye mi? Tam on altı yıldır istikrarla, özenle, aynı heyecanla yazmaya devam ettiğim için.

Geçtiğimiz günlerde ortaokulda kızımın müdür yardımcısı olan ve çok sevdiğim Dilek Eren öğretmenimiz “okulumuzda – Uğur Okulları Kurtköy Kampüsü – blog yazma kulübü var ve seni davet etmek istiyoruz” diye bir mesaj gönderdi. Çok şaşırdım böyle bir kulüp olduğunu duyunca. Herkes, bloglar artık eskisi kadar okunmuyor, instagram blogun yerini aldı derken ve ben bunun savaşını verirken bu davete hem çok sevindim hem de buluşacağım kitlenin ne seviyede ve ilgide olduğunu bilmediğim için tereddüt ettim. Tabii ki daveti de kabul ettim.

Ne anlatacağım konusunda çok nettim, blog nedir, ben blog yazmaya nasıl başladım, iyi bir blogun özellikleri nelerdir, biraz teknik ipuçları ve örnek bloglar. Bunlar iyi hoş da onlar ne kadar biliyor, ne kadar yazıyor, ne kadar okuyor diye düşündüm durdum. Anlatacaklarım onların ilgisini çekecek miydi?

Kurtköy sırtlarında çok geniş bir alana yayılmış okula bembeyaz bir günde gittim. Bir yanda güneş tüm ışığıyla günü aydınlatırken, henüz yağmış kar da tertemiz bir görüntü oluşturmuştu. Okula girdiğim anda sardı mı beni bir heyecan; ya dinlemezlerse, ya ilgilenmezlerse, ya soru sormazlarsa…

Salona gelmeye başladıkları anda daha koltuklara oturmadan kendi yazdıklarını anlatmaya, blogumu incelediklerini ve çok beğendiklerini söylemeye başladılar. Henüz ortaokul öğrencisi olan gençlerin içinde öykü yazan, günlük tutan, kitap okuyan o kadar çoktu ki her birine hayran oldum. Anlattığım her şeyi ilgiyle dinlediler. Sahneden onların meraklı yüzlerini, beğeniyle bakan gözlerini, baş hareketleriyle beni onaylayan beden dillerini anlatmak çok zor ama şunu söyleyebilirim, beni mest ettiler. Bugüne kadar binlerce sunum yaptım, onlar kadar anlamlı sorular soran grup görmedim desem yalan olmaz.

Bu kulübü yöneten Havva Öğretmen’i de yürekten tebrik ederim. O kadar ilgili, o kadar çalışkan ve belli ki bu konuda o kadar emek ve zaman harcayan bir eğitimci ki çocuklara bu coşkuyu verebilmiş. Ben yazma cesaretini ortaokuldaki Türkçe öğretmenimden almıştım ve eminim ki bu gençler de bir gün Havva Öğretmen, Aslı Öğretmen, Dilek Öğretmen gibiler sayesinde mürekkepten vazgeçemeyecekler.

Sohbet sonrasında kitaplarımı tanıtan bu ekibe de sonsuz teşekkürler. İmzaları atarken sohbet imkanı bulduğum Asrın, Timaf ve daha onlarcası, coşkunuz hiç bitmesin. Atatürk’ün dediği gibi umudum gençliktedir.

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz