Hayattaki misyonunu keyif alarak yaptığı işle gerçekleştiren bir kadın Bige Gürışık. Bir sabah işe gitmek için bindiği Kadıköy-Beşiktaş vapurunda havayla beraber insanlar da gözüne karanlık gözükür. Herkes asık suratlı, mutsuz, siyahlar içindedir, kendisi dışında. O mavi paltosu, renkli ojeleri, kırmızı rujuyla çok da keyifli olmasa bile renk saçmaktadır vapurda. İşte o gün karar verir, insanları mutlu hissettirmek, enerjilerini yükseltmek, onları renklendirmek için bir şeyler yapmaya. “Bige’nin Stili” böyle doğar.
Renk ve stil danışmanı, eğitmen, konuşmacı Bige Gürışık ile çok renkli, eğlenceli biraz da tavsiyeli sohbetimiz…
Bige çok klasik bir başlangıç olacak ama biraz seni tanıyabilir miyiz?
İktisat mezunuyum. Üniversitede okurken bir reklam ajansında başladı iş hayatım. Tek hayalim reklam, iletişim gibi sosyal bir alanda çalışmaktı. Sonrasında bir telekomünikasyon şirketinin çağrı merkezinde işe başladım. Amacım oradan iletişim departmanına geçmekti fakat kendimi insan kaynaklarının eğitim alanında buldum. İyi ki de öyle olmuş, bugün kariyerimde çok önemli bir dönüm noktasıdır o fırsat. Sigorta, banka, gıda perakendesi, eğitim şirketi derken şu anda kendi firmam adına kişisel imaj, iş yaşamında profesyonellik, kişisel marka eğitimleri veriyor, kariyer konuşmaları ve renk/stil danışmanlığı yapıyorum.
Peki renklere olan bu ilgin ve bunu işe dönüştürme hikayeni anlatır mısın?
Hiç oturamayan sürekli bir şeyler üreten yapım var. Bir şirket için kurduğumuz tiyatro grubunda iş yaşamını tiye alan bir oyun sergiledik. Oyunun kostümlerini ben planlamıştım ve çok da keyif almıştım. Süreçte bulunan bir arkadaşım benim bu işle uğraşırken ne kadar mutlu olduğumu, gözümün içinin güldüğünü fark etmiş ve bana sen niye böyle bir iş yapmıyorsun diye sormuştu. Gerçekten renkler, kombinasyonlar o cümbüş bana çok iyi gelmişti. Arkadaşımın da cesaretlendirmesiyle önce renk konusunda eğitim aldım. Türkiye’de bu işin en iyilerinden Oya Komar’dan ders almak verdiğim en isabetli karardı. Birlikte eğitim verdiği Gülhan Deveci’den de stil eğitimi aldım ve bu konuda danışmanlık yapacak teknik bilgilere de sahip oldum. Artık bu işi yapmaya karar vermiştim ki pandemi gündeme geldi ve herkes evlere kapandı.
Tam da yeni bir işe kalkışmışken, tüm dünyayı kasıp kavuran bu durum seni nasıl etkiledi?
Ben pandemiyi fırsata dönüştürenlerdenim. Kendimi tanıtma fırsatı buldum. Önce instagramda @bigenin_stili hesabımdan canlı yayınlar yapmaya başladım. Bir iki kişi derken katılanlar arttı, bazılarıyla tanış olduk ki hala devam ediyor paylaşımlarımız onlarla. Düzenli ve programlı olarak sosyal medyada paylaşımlar yapmaya başladım. Beni eskiden tanıyanlar artık böyle yeni bir şapkam daha olduğunu öğrendiler. Normal şartlarda bu kadar kullanmazdım sosyal medyayı, pandemi sayesinde bu yönü kuvvetlendirdim. Zaten pandemi bitip de yavaş yavaş iş hayatına dönüşler başladığında ihtiyaç daha da arttı. Herkes evde eşofmanlarla toplantılara katılmaya o kadar alışmıştı ki, plazalara, binalara dönünce kılık kıyafete bir düzen getirmek şart oldu kurumlar için.
Artık renk denince akla gelen kişilerden olmak, bu konuda bir haber okuyan, gören kişinin bana mesaj atıp bilgilendirmesi, “aklıma siz geldiniz” demesi doğru yolda olduğumun bir göstergesi benim için.
Pandemi demişken kıyafetleri, renkleri nasıl etkiledi sence bu durum?
Pandemi sonrasında moda dünyasında bir renk patlaması oldu. O dönem herkes üzüldü, acı çekti, bunaldı. Moda dünyasında dopamin etkisi denen bir şey var, çok canlı renkleri kullanmak üzere. Bu sayede çok renkli, neşeli bir akım oldu.
Nasıl işliyor süreç? Kişiye uygun renk seçimini, kıyafet tercihini nasıl yapıyorsun?
Önce randevu oluşturuyoruz. Çok aydınlık, iyi ışık alan bir ev-ofis ortamım var, burada buluşuyoruz. Her rengin ve çok farklı tonlarının olduğu özel bir kumaş kartelam var. Saç, makyaj, kıyafeti kapsayan bu çalışmada kişiye tüm renkleri deniyorum. Cilt at tonu diye bir şey var, çıplak gözle göremediğimiz ama bir renk geldiğinde yansıma yapan bir alt ton. Mesela sarı renk sıcak bir alt tondur. Pembe soğuk alt ton. Buna göre kişiye uygun renk tonlarını belirliyoruz birlikte. İnsanlarda şunu çok duyarız “Bana kırmızı yakışmıyor”. Her renk herkese yakışır sadece doğru tonu bulmak gerekiyor. Kırmızının alev tonu size yakışmaz ama nar çiçeği tonu harika durur.
İnsanlar çoğunlukla hep nötr renklere gidiyor. Sence bunun sebebi ne?
Kadınlar belli bir yaşa kadar kendilerini hep geri planda tutuyorlar, farkındalıkları yok denecek kadar az. Evlilik, çocuk olunca öncelikleri onlar oluyor ve kendilerini bırakıyorlar. Bir dönem hiç görülmemek için siyah, gri, lacivert giyip saklanıyorlar. 35 yaşından sonra içlerindeki kadın patlıyor. Artık hayatını yaşama, kendine bakma zamanının geldiğini düşünüyor ve renklenmek istiyor.
Erkekler ise eskiye göre daha renkliler. Turuncular, pembeler.
Renklerle ilgili bir dönüşüm var diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Kadın erkek eşitliğinin daha sık gündemde olması, cinsiyetsizliğin yaygınlaşması hepsi renk tercihlerini etkiliyor. Tarihin çok eski zamanlarında da çok renklilik var. Pembe ilk olarak tarihte maskulen bir renk. İngiliz askerleri kırmızı giyiyor. Kırmızı kanı çağrıştırdığı için daha küçük yaştaki askerlere pembe giydiriliyor. Pembe maskülen rengi tanımlarken mavi de tam tersi feminen bir renk. Ticaretin gelişmesiyle beraber yeni trendler ortaya çıkıyor ve değişim başlıyor.
Renk cinsiyet ötesi bir şey. Her renk herkes için, bana göre. Her rengin ayrı bir enerjisi var, her cinsiyet ondan yararlanmalı.
Danışan kitlen daha çok kimlerden oluşuyor?
Kadınlar çoğunlukta ama erkekler bu işi kadınlardan daha iyi yapıyor diyebilirim. Daha cesurlar. Ne istediklerini biliyorlar ama kadın bilmiyor. Ne sevdiğini, ne istediğini unutmuş kadınlar. Kendini çok ihmal etmiş.
Herkes renkli giyinmek zorunda mı?
Herkesin renklenmesi kendine göre. Zaten herkes renkli giyinsin diye bir şey yok. Kumaş, renk, ton önemli olan. Kahve, yeşil, sarı tonları sonbahar siyah, gri, bordo kış kartelasındadır. Bu tonları uyum içinde kullanmak da bir renkliliktir.
Bige bu sohbet ve verdiğin bilgiler için çok teşekkürler.
Ben çok teşekkür ederim.
Bige ile yaptığımız bu sohbetten şunu anladım ki, renkler dünyayı görmemizi sağlayan muhteşem bir fenomen. Duyguları, kültürleri ve anlamları ifade etmekte güçlü bir araç. Renklerin psikolojik etkilerine de bakacak olursak şu anda canlı ve enerjik hissetmeye kimin ihtiyacı yok ki?
instagram: bigenin_stili
linkedin: Bige Gürışık