İnsan yaşadığı şehirde kendini nasıl güvende hisseder? Polise güvenirse, toplu mekanlarda insanların davranışlarından endişe duymazsa, kendisi gibi insanların çoğunlukta olduğunu görürse, devlete ait birimlerin güven veren davranışlarından… Benim aklıma ilk gelenler.
Yaklaşık bir yıldır Toronto’da yaşıyorum kızımla ve bu şehirdeki son gecemde eşimle şahit olduğumuz bir olay yine beni derin derin, ince ince düşündürdü. Gece geç bir saatte şehirdeki son gecemizi eğlenceli bir ortamda geçirdik ve evimize dönmek üzere Street Car adı verilen tramvaya bindik.
Araçta beş altı kişiyiz ve sakin bir şekilde yol alıyoruz. Tramvay evimizden önceki dördüncü durakta yolcu almak için durdu ve kapı açılınca sarhoş olduğunu düşündüğüm bir adam bindi, şoföre bir şey söyledi ve indi. İnerken de yine söylenmeye ve küfür etmeye devam etti. Şoför sadece güldü ve kapıyı kapadı. Hiç muhatap olmadı. Kırmızı ışıkta duruyoruz. İnen adam ağza alınmayacak küfürler sayıyor. Yeşil yandı fakat hareket etmedik. Adam el işaretleri yapıp küfüre devam ederken şoför bir telefon görüşmesi yaptı, beklemeye devam ettik. Tam beş dakika sonra polis ekibi geldi ve o zaman şoför araçtan inip, polis arabasına çok yaklaşmayıp belli mesafeden durumu anlattı. Bu arada küfür eden adam, alttan almaya, sorun yok gibi laflar etmeye başladı. Şoför araca binip tramvay hareket ettiğinde polisler de yavaş yavaş adama yaklaşmaya başlamışlardı.
Tüm bunlar olurken kendimi kapılı kapılar içindeki araçta çok güvenli hissettim. Gecenin bir yarısı toplu taşıma aracındaydım ve belki de bana zarar verebilecek bir kişi, şoför tarafından engellenmişti. Ayrıca şoför bizi sadece gideceğimiz yere taşımıyordu, gideceğimiz yere güvenle ulaşmamızı da sağlıyordu. Biz ona güveniyorduk, o da polise güveniyordu. Etrafta bir tane polis arabası göremezken tehlike anında beş dakika içinde gelmişlerdi. Herkes görevini layıkıyla yapıyordu. Bir an düşündüm, bizim ülkemizde böyle bir olay olsa – ki metrobüste kafasına şemsiye yiyen vatman dün gibi hafızamda – polise gerek kalmadan şoför adama tekme tokat girişmiş artık kimin fiziksel gücü çoksa o, olaydan galip çıkmıştı. Şoför polisi arasa, acaba bu olay polisin görev alanı içinde miydi, doğru numara mıydı, o bölgeye hangi ekip bakıyordu… Olay olurken zaten aracın içindeki yolcular da çoktan işin içine girmiş kan gövdeyi götürmüştü. Bu olay sırasında ayağa kalkıp arkaya giderek olayı heyecanla izleyen kim sizce? Tabii ki sevgili eşim. Onun dışında herkes sakin sakin bekledi.
Tüm bunlar yaşanıp eve ulaştığımızda, kızımın o araçta yalnız olabileceğini düşündüm ve hiç tedirgin olmadım. Güvenle uyudum. Pekiyi benim güzel ülkemde niye güven içinde yaşayamıyoruz? Kafamda yine bin tane soru… Gecenin bir yarısı genç bir kızın sokakta ne işi var demeyeceğinizi umuyor, sevgilerimi sunuyorum sevgili okur.
Banu Tozluyurt, Toronto
keşke o güven bizim ülkemizde de olsa
ne yazık değil mi kimseye güven kalmadı
eskiden esnaf dükkanını kilitlemeden gidermiş cumaya
şimdi nerde kafasını çevirse hırsızlar talan eder dükkanı
çoluğumuzun çocuğumuzun güvenliğine ise hiç değinmiyorum
bugünlerde peşpeşe bebeklerin katledilmesi hayvanların öldürülmesi
içimiz parçalandı adeta