O, benim çok sevdiğim, takdir ettiğim, beraber zaman geçirmekten mest olduğum arkadaşım. O kadar içten o kadar insandır ki, bu devirde onun gibi insan bir elin parmaklarını geçmez. Başkası olsa onun yerinde havasından, tafrasından geçilmez ama Ayşe o kadar mütevazi ve o kadar halden anlayan biridir ki, ne zaman ihtiyacınız olsa yanınızdadır ayrıca. Herkes için bu kadar şaşalı cümleler, iltifatlar yazmam ama Ayşe Erbulak için yazacaklarım kelimelerle sınırlanamaz. Ayşe’nin 4. kitabı bu hafta okurlarıyla buluştu ve daha bir haftası dolmadan ikinci baskıya geçti.
Ayşe aynı zamanda İmza serisinin üç kitabında da bizi yalnız bırakmayan yazarlardan, İmza Kızın, İmza Karın ve İmza Ben için harika mektuplar paylaştı ve şimdi de beni kırmadı, beraber bu röportajı gerçekleştirdik. Sizi de unutmadık, bu yazıyı okuyan, Banunun Dünyası facebook sayfasını beğenen ve bu yazıya 22 Haziran saat 22:00’ye kadar yorum bırakan bir okurumuza Ayşe Erbulak son kitabı Dokuz Oda Cinayetleri’ni imzalı olarak hediye edecek.
Sizi Ayşe ile baş başa bırakıyorum…
Sevgili Ayşe, ben seni tanıyorum ama biraz kendinden bahseder misin okurlarıma,
kimsin sen, neler yaparsın?
1900’lü yıllarda İstanbul Çengelköy’de dünyaya geldim.
Günaydın, Güneş ve Sabah gazetelerinde çalıştıktan sonra tekrar canlanan tiyatro aşkı bana İstanbul Belediyesi Şehir Tiy
atroları ve Ali Poyrazoğlu tiyatrolarında oynama imkanı sağladı. Özel televizyon kanalları hayatımıza girmeye başladığında kaçınılmaz olarak Kanal 6 ve Show TV’de çalıştım. Ayrıca Kanal D’de free lance olarak birçok başarılı programa imza attım…TV kanallarının mutfağında ça
Kariyerimin doruğunda, Norveç’e göç ederek bambaşka bir iş dalında yüksek eğitim alarak bir kafe işletip ve Norveçce olarak iki ayrı tiyatro grubunda Skatval ve Stjördal tiyatrolarında on bir yıl boyunca sahneye çıktım…lıştığım gibi bir çok televizyon dizisinde de rol aldım.
On iki yıl kaldığım Norveç’ten Türkiye’ye dönünce TRT de 200 bölüm canlı yayında Anne-Çocuk programı sundum, ayrıca “Pis7’li” ve “Aşkın Halleri” dizilerinde rol aldım.
Rol aldığım “Stjördal Theater” ile İstanbul’da Tiyatro Festivali’nde de Türk seyircisi ile yeniden buluştum.
Şimdilerde kadınların da tek başına gösteri yapabileceğini ispatlayabilmek için yurt içinde ve dışında sahnelerde tek kişilik gösteriler yapmaktayım ve Duru Tiyatro’da da “NAFİLE DÜNYA” ve Tiyatro Kedi’de SERSEM KOCANIN KURNAZ KARISI oyunlarında oynamaktayım.
ÇOK ŞEKERLİ ÖLÜM, LİMONİ ÖLÜM, ÖDÜLLÜ ÖLÜM, 9 ODA CİNAYETLERİ adlı polisiye romanlarım ile yazar olarak da kendime yer edinmeye çalışıyorum
EKRAN AKADEMİ’de oyuncu olmak isteyen yetişkinlere sahne dersleri vererek öğretmenlik yapmaktayım.
Sanatçı bir ailenin mensubu olarak, yitirdiğimiz sanatçı Altan Erbulak’ın kızı, oyuncu Dağhan Külegeç’in annesi, sanatçı Özden Özgürdal’ın yol arkadaşıyım.
Kitap yazma fikri nasıl çıktı?
İlk karalamaya başladığımda günün birinde dördüncü kitabımın çıkacağını hayal bile edemezdim. “Ödül” almak gibi bir şey bu. Çok ilginçtir ki dünyanın en iyi polisiye yazarları İskandinav ülkelerinden çıkıyor ve ben ilk kitabım “Çok Şekerli Ölüm”e Norveç’te yaşarken başladım ve kitabın yarısını orada yazdım. Hatta ikinci kitabı aşk romanı olarak planlamıştım sonradan cinayet romanına çevirdim ve “Limoni Ölüm”ün neredeyse tamamı da Norveç fiyortlarını seyrederken yazıldı.
Polisiye kitap okumaya düşkün olduğun için mi bu yönde yazıyorsun?
Ben çok iyi bir polisiye okuruyum, dolayısıyla okurun ne istediğini çok iyi biliyorum, bu da bana artı avantaj sağlıyor.
Türkiye’de neden kadın polisiye yazarı yok?
Bilmem, aslında daha çok olması lazım çünkü polisiye sevilen bir tür, ama kurgu yapmak oldukça zor.
Kitaplarının dizi olmasını düşünür müsün?
Tabii ki düşünürüm ve de isterim ama TV dünyası müthiş bir survıvor sistemi içinde işliyor. O nedenle şimdi ne desem boş olur.
Çok Şekerli Ölüm, Limoni Ölüm, Ödüllü Ölüm bir seriydi, son kitap ise onlardan farklı öyle değil mi? Biraz bahseder misin? Nasıl kurguluyorsun romanlarını?
Onlar polisiye idi, bu polisiye&gerilim ve ben bundan sonra bu tarzda yazmaya devam etmek istiyorum.
Yayınevlerinin bakış açısı ne bu tarz kitaplara?
Ben Destek Yayınevi ile çalışıyorum ve müthiş bir destek görüyorum. Sanırım karşılıklı dokumuz da tuttu böyle devam ederiz herhalde.
Sen aynı zamanda tiyatrocusun, dizilerde de rol alıyorsun. Bir polisiye dizisinde oynamayı düşünüyor musun?
Ben dizilerde rol almayalı iki yılı geçti, ama tiyatrocuyum. Bir polisiye dizide oynamayı ama oynamaktan çok başında “genel koordinatör” olmayı isterim.
Aileniz çok yönlü, sanatın her yönü var, yazan sadece sen misin?
Yok olur mu, benden önce üvey annem Füsun Erbulak’ın ve kız kardeşim Sevinç Erbulak’ın kitapları var. Tabii babam Altan Erbulak’ın da. Ama polisiye yazan bir tek ben varım.
Bir annesin aynı zamanda, nasıl bir annesin? Dışarıdan bakıldığında çok komik, sakin, arkadaş gibi görünüyorsun, biraz anneliğinden bahsetsen…
Evet arkadaşız, çünkü ikimizin yaş aralığı da bir birine çok yakın ama bazen arkadaş değil de daha bir anne olsaydım diye düşünüyorum. Çünkü arkadaş çok ama anne bir tane…
Yeni yazmaya başlayan, yazıp da kendine saklayan, yazmayı düşünen ama cesaret edemeyenlere neler önerirsin?
Tembellik etmesinler, yazsınlar ve yayınevlerinin kapısında yatsınlar.
Bundan sonra sırada neler var?
“Annee, bak kim geldi” romanı var. O da dehşet bir şey olacak.
Çok teşekkürler sevgili Ayşe Erbulak, sen hep yaz, hep bizimle ol…
Güzel bir yazı…Ayşe hanımın doğum tarihini 1900 lü yıllar şeklindeki tarifini tuttum..:)))
kaleminize sağlık..
harika bir roportaj olmus kaleminize saglik Banucum…kitap hemen okunacaklar listeme girdi…tabi Ayse hn dan imzali bir kitapta olursa balli lokma tatlisi olur valla :)))))
Polisiye okumaya bayılırım.Ayşe Erbulak çok beğendiğim, gülümsemesine doyamadığım biri ..
Kitap da harikadır eminim ;)
röportaj bir harika yüreğinize sağlık Banu , sevgiler.
Gülüşünü sevdiğim -gülüşünü sevmişsem, benim için olay bitmiştir- Ayşe Erbulak’ın kitabını da zevkle okuyacağımdan eminim. Ayşe ERBULAK için ilk sekiz satırda belirtmiş olduğun özellikleri okurken ayol bu Banu! dedim :)
Ülkemizde sizler gibi değerli insanların artarak çoğalması dileğimle. Sevgiler…
Kitabı deli gibi bekleyen biri olarak hala bulamadığım gittiğim yerlerde kalmadı dendiği için merakla beklediğim için galiba ben hakediyorum ya :'( :)
Çok keyifli bir röportaj olmuş.. Yazı için de ellerinize sağlık. Ayşe Erbulak’a başarılar diliyorum ve yeni kitaplarını sabırsızlıkla bekliyorum :))
9 odadan kovulan ardından 10.odada neler oluyor :P
Sevdiğim 2insan… Selamlar…
Yine harikalar yaratmışsın Banucuğum.Emeğine,kalemine sağlık.Ayşe Erbulak’a da başarılarının devamını diliyorum.
İlk kitabını aldım ama okumadım henüz.
Çok tatlı samimi bir gülüşü var, selamlar sevgiler Ayşe Erbulak’a :)
Nurdan sayesinde Oyuncak Müzesindeki Yasemin Sungurla kitap ile sohbette tanışma şansım olduğu için Ayşe Erbulak kendimi mutlu adlediyorum,
Gerçekten de samimiyetine, mütevaziliğine mest oldum,
İmzalı kitabının benim olmasını çok ama çok isterim tabi ki,
Harika bir röportaj olmuş Banucum,
Bu üçleme kitaplar ile bizi bu değerli insanlarla aynı kitapta olma keyfini yaşattığınız için sizlere de tekrar teşekkür ediyorum
öpüyorum seni
okurken çok keyif aldım, yüzümden tebessüm eksik olmadı röportaj boyunca. en kısa zamanda okunacaklar listesine eklendi bile…
Bir polisiye sever olarak Ayşe hanımın kitaplarını en kısa zamanda alacağım.İmzalı bir kitabada mest olurum :)
Asiye Hanım maalesef katılım süremiz doldu inşallah bir dahaki sefere