Bir ilk daha size…Okul seyahati

13

İnsanlık için küçük bizim aile için büyük bir adım ile yine karşındayız sevgili okur. Tarih 15 Kasım 2013’ü gösterirken bizim kız okul seyahatine çıktı. Ne var ki, Afrika’ya bile gitti o çocuk diyorsun biliyorum ama bu kez yalnız gidiyor. Biz yokuz, gece kalacak, başka bir şehir…Anıtkabir’e gidiyorlar yalnız hatırlatayım hem de kızlı erkekli gidiyorlar…

Günler öncesinden benim gibi kaygı düzeyi yüksek bir kadını düşünebiliyor musun? Ona belli etmemek için ekstra bir performansla yedim kendimi. Ya şeker yerken gülerlerse ve boğazlarına kaçarsa, mola yerinde tuvalette uzun kalır da otobüsü kaçırırsa, gece ateşi çıkarsa kimsenin haberi olmazsa, otelin asansörü bozulur da tek başına kalırsa falan filan. Onunla konuşurken lay lay lom halindeyim tabii. Ne güzel ne eğleneceksiniz, Anıtkabir’i göreceksin, akşam yastık savaşı çok komik olur gibi motive edici sözler ağzımdan çıkarken içim ah be kızım otur dizimin dibinde, ben seni götürürüm, ne gerek var şimdi bu kadar büyümeye diye konuştu durdu. Benim içim hep konuşur ama Allahtan içime hükmeden bir dışım var. Mantığımla duygularımı karıştırmıyorum da biraz insan oluyorum sevgili okur.

Günlerdir Ankara konusu evde, okulda, sporda her yerde malum. Ankara için bavul alındı, bere alındı, eldiven alındı, abur cubur!!! alındı. Asla almayacağımız cep telefonu, kontürle iki günlük de olsa yerini buldu ve büyük gün geldi. Bu sabah 05:30’da okulun bahçesinde toplanıldı. Bizimki çok mutlu ama belli ki çok da heyecanlı, bakışları değişti, tuhaf bir gülümseme kondu yüzüne. Hani mutlu ama karışık cinsten; mutluluk, korku, endişe, sevinç arası bir gülümseme gevrek gevrek. Ben anlarım ayol, anneyim. Öğretmeni 4 yıldır her daim olduğu  gibi cıvıl cıvıl karşıladı bizleri, bir güven verdi ki, uzaya yollayasım geldi çocuğu onunla. Sonra otobüslere bindiler, biz de arkalarından. Çocuklara hareket edecek yer yok, yerlerine oturamıyorlar ama veliler ısrarla inmiyor otobüsten. Hayır nereye kadar yanlarında duracağız bilmiyorum ama hiç inesim yok. Yanındaki arkadaşına bizim kız duymadan yaptığım nasihatları tamamlayıp attım kendimi aşağıya ama bir dokunmayın bana öyle yani…

Kız erkek çocuk farkı burada da ortaya çıktı hemen. Bütün kızlar camda, el sallıyorlar, “bizi özleyin, bizsin gezmeyin, eğlenmeyin” gibi pankartları çıkardılar camdan gösteriyorlar, erkek çocuklar bakmıyor bile camdan yana. Kızlar kakara kikiri fıkır fıkır, erkekler sanki çok sıradan bir olay gibi iki el sallayıp oturdular. Aklıma ben ve eşim geldi o an. Ben de böyle her şeyi abarta abarta yaşarken onun o gayet sakin cool halleri…Hayat böyle işte, bu kızlar büyüyecek hep heyecanlı, hep vır vır olacak erkekler de hep tuhaf tuhaf bakacak, ne var ki bu olayda şimdi diye…

Otobüsler kalktı yola dizildi, ben de arkalarından. Bir süre bizim otobüsü takip ettim, yanına geçtim kızı göreyim diye. Baktım saçmalıyorum Ankara-İstanbul ayrımından onları özgür bıraktım. Eve geldim, yok uyumadım. Çektiğim fotoğraflara baktım. 10 dakika önce çektiğim fotoğraflara sarılıp uyuyakalmışım.

Az önce zinciri başlattık. Öğretmenimiz Bolu’dan aramış zincir başını, biz kahvaltı ettik her şey yolunda merak etmeyin diye. Organize bir şekilde zinciri devam ettiriyoruz. Bu arada ben iki kez konuştum kızımla laf aramızda. Ben ona nasılsın, iyi mi her şey dedim. O bana, internetsiz oyunları oynarsam kontürüm biter mi dedi. Yani her şey yolunda.

Ben kalacakları oteller zincirinin sahibesi arkadaşımı bugün artık aramayım değil mi? Bir haftadır otelin tüm ekipmanını kontrol ettirmesi için yeteri kadar taciz etmiştim, bugün artık aramayım aramayım…

Not: Bu yazıyı yazarken telefon çaldı, arayan o. Dedi ki: Anne, benim telefon numaram kaç? :)

13 YORUMLAR

  1. Haftaya da bizde aynı telaşe… Yazını okuyunca kızımın heyecanını çok mu yok saydım diye suçluluk hissettim! Ela kelebek gibi etrafımda dolaşıp geziden bahsediyor, ben de günlük koşturmaları kotarmak için donuk donuk pek heyecanına ortak olmuyorum.
    Şu bir gerçek ki, hiiiç unutamayacakları bir anı olacak yaşam defterlerinde. Keyifle geçsin.

  2. Durucum annecigin yine oyle guzel yazmis ki seneye basima gelecekleri okudum gozlerim doldu…Atam’a selam soyleyin sizin gibi Ataturkcu cocuklar yetistirdik , yetistirmeye de devam edecegiz Hic merak etmesin huzurla uyusun…

  3. bizimki de gecen diyor ki anne bi birak evde beni bak nasil yalniz kaliyorum gor..dedim ki birakamam annem seni …annneeeee universiteye disari gittigimde de gelmeyi dusunmuyorsun di mi dedi :(((((( offff offffff daha o gunler gelecek di mi….

  4. Canım Banucuğum,
    Bu daha ilk heyecanını anlıyorum bak artık Duru büyüdü ve seyahate cıkıyor ne güzel ,Sen şimdi Aysel ablayı daha iyi anlamaya baslıyorsundur:)) Sevgiyle kal tatlım öpüyorum kocaman.

  5. Beni de bu gece uyku tutmadı :( gittim kıvrıldım yatağında, sarıldım, öptüm kokladım. Sağlıkla gidip sağlıkla ve güzel anılarla dönsün çocuklarımız..

  6. Hepimizi geçiyoruz benzer sınavlardan:( İçimizde onlara hissettirmek istemediğimiz endişe, yüzümüzde onları motive eden gülüş… Ama, sonrasında “anne ben Kadıköy e gidiyorum” dediğinde içimiz buruluyor. ne zaman büyüdü de “ay evde yanlız kalamaz” dediğimiz günler geride kaldı diye düşünmeden edilmiyor. Allah ömürlerini uzun etsin evlatlarımızın

  7. Buyuk kizimi ‘ vallahi billahl tallahi’ yanina akrabadan bir kuzeni olmadan diger arkadaslari ile yalniz sinemaya birakmiyorduk. 11 yaslarinda filandi. Kucuk de ise, ayni Duru yaslarinda Canakkale ye gitmislerdi, biz de peslerinden araba ile.. Yani oyle asiri boyutta korkular filan..sonra arkadas olmayi, dert ve sevinc ortagi olmayi tercih ettim . Soonra n’ oldu..sonra ‘ Cok sukur ‘ kizli erkekli yasadilar, biri ortaokul arkadasi ile evlendi, digeri ‘ teskur’ ‘iivet’ diyen bir kanada li ile evlendi. universite, lisans ustu egitimlerini tabii tamamladilar . Bilincli, cagdas sorumluluklarini bilen insanlar oldular.. Duru , Ela ve digerleri , yollari acik olsun,karsilarina kotu’ler cikmasin ve siz siz olun sevgili anne ler gene de caktirmadan gozleriniz uzerlerinde olsun.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz