Hele bir de uzun süreli bir çalışmaysa, herkesle samimi oluruz, şirket dedikoduları hatta önce bize gelir. Her şirkette çalışan gibiyizdir, bazen bir bankacı, bazen bir sigortacı, bazen bir satış danışmanı bazen hastabakıcı…Çoğu zaman psikologluk yaparız aslında, çözümü olmayan sorunları dinler kişileri rahatlatırız.
Sevmeden yapılacak bir iş değil anlaşıldığı üzere. Önce insanları sevmek lazım, sabırlı olmak lazım, hoşgörülü olmak lazım, kibar olmak lazım, yol gösterici olmak lazım, rehber olmak lazım…. Lazım da lazım.
Ben hele bir de birkaç çalışma arkadaşımla gidiyorsam şehir dışı bir eğitime, keyfim yerinde olur işte o zaman. Uçakta başlar gülüşmeler, eğlenmeye zorlarız sanki kendimizi. Eğitim bitiminde nerede ne yesek nereyi gezsek derdi başlar bazen. Sanki aylardır İstanbul dışındaymış gibi.
Hiç mi yorulmayız? Ayaklar şişer, ellerdeki ojeler eskir, kıyafetlerin ütüsü bozulur, perişan bir görüntü olur eğitim sonunda.
Ama değer mi?
Her şeye herkese rağmen değer