Çek Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye Dostluk Zinciri

0

Çek Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye  dostluk zinciri başlattık. Aslında geçen yıl zincirin ilk iki halkasını birleştirmiş öylece bırakmıştık. Bu yıl halkalara yenilerini ekledik ve zincir oluşmaya başladı. Blogumu takip edenler neden bahsettiğimi anlamıştır ama bu satırları ilk defa okuyanlar için hikayeyi çok kısaca anlatayım.

jana

Geçen yıl on yaşında olan kızım için bir yardımcı abla arayışına girmiştik. Yok yok bakımı için değil, onunla beraber ders yapacak, İngilizce konuşacak, hobilerini paylaşacak, gezmeye gidecek, beraber kek, kurabiye, yemek yapacak vs. gibi keyifli işler yani. Hiç yatılı bir yardımcıyla çalışmayan bizim için zor bir karar olsa da kızımızın yabancı dil gelişimi için bir aupair ile çalışmaya karar verdik. Herkes Türkiye’den başka ülkelere aupair olarak çalışmaya gidilir diye biliyor oysa Türkiye’ye de gelen çok. Bu konuda aupair nedir, ne gibi şartlar aranır, nasıl bulunur gibi detayları AUPAIR yazımda bulabilirsiniz. Benim asıl anlatacağım, üç aylığına evimize gelen, sadece adını bildiğimiz, internetten tanıştığımız bir genç kızın nasıl ailemizden biri gibi olduğu ve bir yıl sonra bu kez onun ülkesinde nasıl bir araya geldiğimiz konusu.

Prag'da yılbaşı

Kahramanımızın adı Jana, kendisi Çek Cumhuriyeti’nde Viyana sınırına iki saat uzaklıkta küçük bir kasabada yaşıyor. İtalyanca öğretmeni ama İngilizce, Fransızca da biliyor. Ailesiyle birlikte yaşıyor. Doğayı, yemek yapmayı, okumayı, yeni yerler görmeyi seviyor. Türkiye’ye aupair olarak gelmeyi istemesinden belli değil mi zaten?

Jana bize geldiğinde onun sakinliği, Türklere olan ilgisi ve sevgisi, nezaketi ve her konuda bilgi sahibi olması bizi çok şaşırtmıştı. Kızım da sakin bir çocuk olduğundan bize ancak böyle biri uyum sağlayabilirdi. Kaldığı üç ay boyunca evimizin bir üyesi oldu, her işe yardım etti ki böyle bir anlaşmamız yoktu. Bize Çek yemekleri pişirdi, ailesini, ülkesini anlattı. O kadar sevdik ki onu en kısa zamanda onu ziyaret edeceğimize söz verdik o giderken.

En kısa zaman ancak gidişinden bir yıl sonra gerçekleşti ve kızımla Viyana’ya yaptığımız seyahatimizin ardından iki günü de Jana’ya ayırdık. Anne kız olarak ilk yurt dışı seyahatimizi Duru on bir aylıkken Almanya’ya yapmıştık ve işte on yıl sonra yine anne kız beraber yurt dışına gidiyorduk. Üç gün Viyana iki gün Çek Cumhuriyeti olarak planımızı yaptık ve çıktık yola. Viyana anılarımızı en kısa zamanda paylaşacağım, bu kadar keyifli bir tatili hayal bile edemezsiniz.

Cuma günü Jana ve erkek arkadaşı bizi arabayla Viyana’dan otelimizden aldılar. Buluşma anı gerçekten çok güzeldi. Hani bir yıldır görmediğiniz ablanıza, teyzenize ancak bu kadar sıkı sıkı sarılırsınız. Erkek arkadaşı bavulumuzu otoparka kadar taşıdı. Jana arabaya Duru için bir yastık koymuş yolda uyur diye. Bir sepet dolusu meyve hazırlamış, bir kutu ev yapımı kurabiye, su. Her şeyi bizim için planlamış, kendimizi o kadar özel hissettik ki. Viyana’dan iki saat sonra başka bir ülkedeydik, Çek Cumhuriyeti.

IMG_2502

13.yy dan beri ayakta olan Mikulov şehri kadar Jana ile yeniden beraber olmak, onun için özel olan erkek arkadaşıyla sohbet etmek, onun ülkesinde onun yaşadığı yerleri görmek bizi çok heyecanlandırdı doğrusu.

FullSizeRender (33)

Günün en anlamlı kısmı ise ailesiyle beraber onların evinde onların mutfaklarında onların özel yemeklerini yemek oldu. Düşünsenize birbirini hiç tanımayan birbirinin ülkesine ait en ufak fikri bile olmayan insanlar bir sofrada el ele kalp kalbe oturup bir Dostluk Zinciri kuruyor. Ne onların benim dilimi biliyor ne ben onların ama evrensel dil güleryüz ile öyle güzel anlaştık ki tabii arada Jana da tercümanlık yaptı. Kızlarının bizim için ne kadar değerli olduğunu, onu tanımaktan çok mutlu olduğumuzu onlara tercüme etmesini söylediğimde Jana ağladı o kadar duygusallaştı. Babası ve annesi kızları Türkiye’ye aupair olarak gitmeyi söylediğinde nasıl korktuklarını anlattılar. Şimdi bu sofrada beraber dostluğumuza kadeh kaldırıyorduk. Ne din, ne dil, ne renk, ne sosyo ekonomik durumlarımız hiçbiri yoktu aramızda bize engel.

janapazderovaailesi

Çıkarken elimiz kolumuz dolu ayrıldık. Küçük yeğenimin sütlü çikolata yiyemediğinden ona özel aldıkları çikolatalarla uğurladılar bizi. Kalacağımız şirin otelin en güzel odasını da bizim için seçmişlerdi. Sabah kahvaltıda Duru’nun sevdiği ince hamur krep bile hazırlanmıştı.

Diyeceğim odur ki sevgili okur, dünya bir ayna siz ona gülümserseniz o da size emin olun o da size gülümsüyor er ya da geç. Bil gülümseme ile başladı Çek Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye bizim dostluk zinciri.


IMG_2624

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz