Diyet günlüğü 16

1

Ne çabuk geçti on altı gün desem çok da abartmış sayılmam. Gerek tesadüfi olarak konuyla ilgili uzman kişilerle olan organizasyonlar, gerek yoğun bir tempoda olmam gerekse de havaların serin gitmesi işimi kolaylaştırdığı gibi eğlenceli hale de getirdi bu diyetli günlerde. Her gün yeni bir şey öğreniyor, her öğün kendimi, motive olacağım farklı bir yiyecekle ödüllendiriyorum.

Ha bir de bu ara çevremde o kadar çok diyet yapan, özel kürler uygulayan kişiler var ki, onlarla sohbet etmek, yazışmak da beni mutlu ediyor. Birbirimizle ne yedik ne içtik kaç kilo olduk muhabbetinin yanısıra öğrendiğimiz yeni gelişmeleri, formülleri  paylaşıyoruz. Bu süreçte öyle bir arkadaşım var ki benimle aynı süreci yaşayan işte onu görmek bana çok iyi geliyor. Hani okul yıllarında hep sıra arkadaşınızın en iyi anlaştığınız kişi olmasını dilersiniz ya işte bu ara ben de bu arkadaşımın organizasyonlarda yanımda oturmasından büyük keyif alıyorum. Çünkü ondan çok şey öğreniyorum; denedikleri, yaptığı detoks uygulaması, yiyecek içecek anlayışı bana farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Aslında onu, gerek yaptığı iş dolayısıyla gerek bloğuyla yakından tanıyacağınızı düşünüyorum. Ayça Oğuş bahsettiğim arkadaşım. Ayça ile bugünlerde yanyana gelince bir motive oluyorum ki sormayın, tabi onu bilemem. Çünkü ben onu hep sorguya çekiyorum, ne yedin,ne içtin, ne kadar verdin, ne kadar daha kilo vereceksin…Ayça’cım hiç istifini bozmuyor bana hep yeni denediği yiyecekleri, içecekleri anlatıyor. Sen de şunu yapabilirsin gibi önerilerde bulunuyor.

Dün bahsettiğim Taylan Kümeli etkinliğinde de Ayça yanımda oturuyordu. Tabi onun yanımda oturması benim için bir nimet oldu. Ayça yanında baharatlarını da getirmişti. Masaya dizdi hepsini. Ekmeğini hazırladı, üzerine dökeceklerini döktü ve bir güzel yemeğe başladı. Komşuda pişer bana da düşer dedim ve Ayça’nın ekmeğinin aynısını kendim için de hazırladım. Zencefil,kimyon, kişniş ve pul biber karışımı, hafif zeytinyağ ile ıslatılmış ekmek üzerine çok güzel yakışıyormuş doğrusu.

İşte benim diyet günlerim böyle geçiyor, çok da sıkıcı değilmiş öyle değil mi? Size bir ayran tarifi ile veda ediyorum. Ayranın isim annesi benim, yaratıcısı ise Ayça. İşte  nane, fesleğen, zencefilli “ayçayran”, nane ve fesleğeni çırpıcıdan geçirip yoğurt ve su karışımıyla ayran haline getiriyorsunuz. Üzerine toz zencefil ekleyip keyifle içiyorsunuz. Evet evet ben bu yaz ayranı kesinlikle seveceğim.

1 Yorum

  1. ben de bu aralar baharat olayına takıldım. özellikle sabahları bir dilim ekmeğin üzerine labne ya da beyaz peynir sürüp üzerine nane, tarçın ve pul biberi boca edip yiyorum. önceleri şirkettekiler tarçın mııııı çığlıkları atıyorlardı, ama artık alıştılar. salatalara da bol miktarda nane, kekik, pul biber koyuyorum, ama zencefil hiç aklıma gelmemişti. onu da alacağım.
    süper fikirler veriyorsun. sağol.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz