Dünyada Urartu Dilini Yazabilen Tek Kişi: Mehmet Kuşman

1

Geçtiğimiz günlerde 2 Kadın Anadolu’da olarak Tourjuva ile yaptığımız Van-Bitlis-Ağrı turumuzda öyle biriyle tanıştık ki Mehmet Kuşman’ı tanımasaydım çok büyük bir eksikliğin farkında olmayacaktım. Dünyada Urartu dilini yazabilen tek kişi ve okuyan 12 kişiden biri Mehmet Kuşman. Hikayesini onun ağzından dinlemenin ise değeri paha biçilemez. Size elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım ama dilerseniz youtube kanalımdan videosunu da izleyebilirsiniz.

Kuşman, 1940 yılında Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Çavuştepe köyünde doğar. Askerliğini tamamlayıp köyüne döndüğünde, İstanbul Üniversitesi’nden gelen arkeologların köy okuluna yerleştiğini ve Çavuştepe’de kazı çalışmalarına başladıklarını görür. Aynı gün okulun yolunu tutar ve kazılarda işçi olarak çalışmak için adını yazdırır. Maaş yok, yemek yok…

Her gün kazı profesörünü atıyla okuldan alıp kazı alanına taşırken aralarında dostluk kurulur. Bir gün profesör kazıya ve yemeğe gelmeyince Mehmet Kuşman endişeyle asistanlara hocanın nerede olduğunu sorar. Asistanlar “Mehmet Abi, kitabe bulundu” dediklerinde, kitabenin ne olduğunu bilmeyen Mehmet Kuşman’a, bunun taşlar üzerine yazılmış yazılar olduğunu anlatırlar.

Okula gidip profesörü bulur ve yemeğe neden gelmediğini sorar. Profesör “Yavrum, kitabe çıktı” deyince Mehmet Kuşman endişeyle “Hocam, kötü bir şey midir bu kitabe?” diye sorar. Profesör, bunun iyi bir şey olduğunu ama üzerindeki yazıyı okuyamayacağını söyler. Mehmet Kuşman, bu duruma çok şaşırır; “Hocam bu yazıyı okuyamıyorsanız, profesör olmanızın ne anlamı var?”der.  Profesör ise “Oğlum, ben arkeoloğum. Kıymetli bir eser bulursak müzeye teslim ederiz, sonra başka kazıya geçeriz” diye yanıtlar.

Bir süre sonra profesör, Mehmet Kuşman’a Çavuştepe’deki Sardurhinili Kalesi’nin bekçiliğini teklif eder. Kuşman bu görevi kabul eder ve ekler; “Burada çalışırım ama bu dili de öğrenirim.” Profesör, onun bu isteğine gülerek karşılık verir: “Sen ilkokul mezunusun, bu dili asla öğrenemezsin.”

Kitabeler peş peşe ortaya çıkmaya başlayınca Mehmet Kuşman’ın merakı artar. Bir çizgili defter ve kurşun kalemle yola çıkar. Kitabelerde Asurca ve Urartuca olmak üzere iki ayrı yazı türü vardır. Hangisinin hangisi olduğunu ayırt etmek için İran ve Ermenistan’a gidip alfabeleri toplar, heceler çıkarır ve Urartu alfabesini tamamlar.

Bu başarısı basında önemli bir haber olarak yankı bulur. O dönemde bu tip çalışmaların Kültür Bakanlığı’na değil Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğunu sohbet sırasında belirtti kendisi. Haberin üzerinden iki hafta geçmeden Ankara’daki Milli Kütüphane’de bir sempozyuma davet edilir. Yurt içi ve yurt dışından gelen profesörler, kazı uzmanları ve bakanlık yetkililerinin bulunduğu bu etkinlikte, Kuşman kendi hazırladığı alfabeyi tanıtır ve büyük alkış alır.

Tam 22 yılda kendi imkanlarıyla öğrendiği Urartu dilini yazabilen tek kişi olan Mehmet Kuşman, adeta yaşayan bir dünya hazinesi. Yıllarca ilgili kurumlardan yalnızca 15 öğrenci yetiştirmek için talepte bulunur. Bu kişilerin de başkalarını yetiştirmesiyle Urartu dilinin yaşatılmasını çok ister. Peki sizce sonuç ne olur?

Bugün ondan sonra bu dili okuyup yazacak kimse olmayacak, çünkü tek bir öğrenci bile verilmemiş kendisine. Bugün 85 yaşında olan Mehmet Kuşman, bu dünyadan göçtüğünde, 22 yıllık emeği ve bilgisi de onunla birlikte yok olacak.

Enver Şengül tarafından hayatı kitap olmuş neyse ki. “Kayıp Zamanın Bekçisi” adlı bu kitabı onun elinden hem de Urartu dili ile imzalı olarak almak sanırım hayatımın en büyük zenginliklerinden olsa gerek…

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz