Müzik sevmeyen birisi var mıdır? Sanırım dünya üzerinde yanıtı net bir şekilde “Hayır.” olan az sorudan birisidir bu. Bazen yalnızlığın ilacıdır, bazen yalnızlaşma sebebidir, bazense birleştiricidir müzik. Ben müzik olmasa medeniyetin olamayacağını iddia edebilecek kadar önemserim notaları.
Bir el çırpması, bazen bir ıslık sesi, temizlik yaparken mırıldanan şarkılar… Hepsi ayrı şeyler hissettirir. Müziği kaliteli hissetmek isteyenler vardır bir de. Ben biraz onlardanım daha doğrusu evlendikten sonra öyle oldum. Eşim gerçekten kaliteli müziği kaliteli araç ile dinlemek ister. Bu nedenle de geçen yıl evimize harika bir sistem satın aldık.
Eşim, notaların güzelliğine tam olarak erişebileceği her türlü aracı merak eder, deneyimlemek ister. Bunun için de geçen yıl tüm bu imkanları kendisine sunan Extreme Audio ile tanışmış ve sonunda evimize küçük çaplı bir stüdyo kurmuştuk. Geçenlerde Extreme Audio’dan bir davet teklifi aldım. Genelde eşim bu tarz davetlere benimle katılmaz ama “Bu daveti kaçırmaz.” dedim, tabii ki haklı çıktım.
Cumartesi akşamı eğlencesi, en iyi müzikle çıkmaz mı zaten? Soluğu Maslak’ta aldık. Harika bir atmosfer vardı Extreme Audio’da. Vivaldi, Mozart, Brahms, Chopin, Mahler gibi bestecilerin adı verilmiş ve içerisi oldukça şık döşenmiş toplamda 12 dinleme-demo odası bulunuyordu showroomda. Her birini tek tek dolaştım. Erkan daha önce buraya defalarca geldiğinden çok iyi biliyordu her bir noktasını. Sinema sitemlerinin ses kalitesi, görüntüsü tarif edilemez, yaşanır cinsten. Bir koşu mısırımı, kolamı alıp koltuğa yayılasım gelmedi değil.
Canım Arkadaşım İlkim Karaca da oradaydı. Onunla beraber Cem Karaca dinlemeden olmazdı tabii. Müzik özlem oldu, anma oldu, gözleri doldurdu.
Pikaplara karşı ilginiz varsa Extreme Audio’ya bir yolunuzu düşürün ve rengarenk Pro-Ject marka analog pikapları da mutlaka deneyin derim.
Yılın bu son günlerinde kendinize bir söz verin ve müziği hayatınıza katın…
İyi seneler…
