Güne kuş sesleriyle uyanıp, Azmak Nehri’nin üzerindeki odanızdan kuğulara, balıklara, su kaplumbağalarına günaydın deyip, Amazon ormanları misali doğada yürüyüş yaptıktan sonra, kahvaltı için bahçeden domates, biber, salatalık, maydanoz, naneyi ellerinizle toplayıp başlarsanız kendinizi o sabah cennete uyanmış sayabilirsiniz öyle değil mi? Belki de bir an rüya mıydı diyebilirsiniz ama yaşadığınız her dakika, gördüğünüz her canlı, sallandığınız hamak, uzandığınız çimen, beslediğiniz tavşan, içtiğiniz tropikal sular size bu dünyada ama bir o kadar da bu dünyanın dışında olduğunuzu hissettirecek.
Golden Key Bördübet için bugüne kadar gördüğüm en güzel butik otel hatta yeryüzündeki cennet diyebilirim. Bördübet; Gökova’da, Datça’ya yarım saat uzaklıkta, Marmaris’i geçip Bozburun’a gelmeden sağda tabelası olan ve kuş yatağı anlamına gelen bir bölge aslında. Bu tabeladan içeri girip, çam ormanları eşliğinde, virajı bol patika yollardan geçip bir hayli yeşillik içinde yapılan yolculuktan sonra otele ulaştığınızda nereye bakacağınızı şaşırabilirsiniz hazır olun. Alışılagelmiş bir lobi, otel girişi yok burada. Sıra beklemek yok, sıcaktan bir anda klimalı resepsiyona giriş yok, etrafınızda kalabalık insan topluluğu yok, açık büfe israfı yok, dip dibe şezlong kapma stresi yok, yapış yapış personel yok. Yirmi iki dönümlük kocaman bir arazinin içinde dev palmiyeler, zakkum çiçekleri, köprüler, nehir, hasır koltuklar, arada bir görünen güler yüzüyle biz buradayız mesajı veren ama asla rahatsız etmeyen 37 çalışan, bol miktarda kuş, az miktarda insan, pırıl pırıl deniz – bu konuya ayrıca değineceğim – var burada.
Uzun zamandır gidilecek yerler listemizde olan Golden Key Bördübet bu sene ancak üç gün için konakladığımız ama bize hiçbir şey yapmadan sadece dinlenerek geçirdiğimiz üç yıl gibi geldi. Dediğim gibi otel çok geniş bir araziye yayılmış olduğundan ne kadar dolu olursa olsun çok sakin. Vakit geçirebileceğiniz çok yer var. Yeşili tam anlamıyla korudukları bahçede hasır koltuklar, hamaklar, salıncaklar, nilüfer havuzunun etrafında kitap okuyabileceğiniz şezlonglar özellikle akşam üstü keyfi sevenler için ideal. Azmak Nehri’nin kenarına kurulmuş otelin kendine ait özel bir plajı var ve buraya otele ait sandalla, balıkçı teknelerinin o salaş ama renkli manzarası eşliğinde nehrin içindeki sazlıkların arasından geçerek ulaşıyorsunuz. Bir yarımada üzerine kurulu plaja ulaşım sadece yedi dakika. Benim hareket seven kızım ve kocam gibiyseniz kendi kullandığınız kano ya da karadan deniz manzarası eşliğinde bisikletle de gidip gelebilirsiniz. Kışın fazlasıyla hareket eden ben bu defa Şaban Bey’in kullandığı tekneyi tercih ederek, bol bol fotoğraf çekip etrafın hikayesini dinlemeyi tercih ettim.
Denize ulaşım özellikle çocuklar için oldukça keyifli, dereden geçmek, buz gibi sulara elinizi ayağınızı değdirmek, su içmek için alçalan kuşlara yakın olmak onlar kadar yetişkinleri de mest ediyor doğrusu.
Plaj iki basamaktan oluşuyor ister çimenlerde ya da kumda şezlong keyfi yapabilir isterseniz de denizin üstündeki sette detoks içecekleri, çay ya da buz gibi limonata eşliğinde kitabınızı okuyabilirsiniz.
Restoran özellikle öğlen yemeklerinde bizi perişan etti şöyle ki üçümüz de kilo almış olarak döndük. Taş fırında pişen lahmacun kesinlikle favorim, bu kadar incesini Antep’te bile yemedim. Otlu peynirli pidesi ve köz patlıcanlı ince hamur pizzasını tavsiye ederim. Karpuz frozen, beş çayındaki cheesecake aramızda kalsın. Akşam yemeklerini biz dere kenarında otelin ana restoranında yemeyi tercih ettik fakat önceden rezervasyonla burada da deniz manzarası ve muhteşem gün batımı eşliğinde seçenek mevcut. Bu arada Pazartesi ve Perşembe akşamları barbekü zamanı. Nilüfer havuzunun etrafındaki tahta masalarda bir kır yemeği havasında geçen bu akşamı deneyimlemenizi öneririm.
Golden Key Bördübet’e çocukla giderseniz özellikle onlar için bir çocuk odası ya da görevli yok fakat hemen nilüfer havuzunun arkasında bir çocuk parkı var fakat bu kadar hayvan ve aktivite arasında o parka bile gitmeyeceğine emin olun. Bir kere burada hayvanları beslemek serbest. Nehirdeki su kaplumbağalarına, balıklara, ördeklere ekmek atmak kadar oyalayıcı bir aktivite ya da bembeyaz tavşanı sevmek ona havuç vermek kadar neşeli bir oyun olabilir mi sizce? Otelin hemen karşısında, girişte sizi karşılayan üzüm bağından üzüm toplamak hemen arkasındaki mevsimine göre yetişmiş taze sebze meyveyi dalından koparmak çocuğunuzu ve tabii sizi emin olun çok mutlu edecek.
Keçilere salatalık verince çok mutlu oluyorlar, tavuktan yumurta alabiliyor muyduk bak onu sormayı unuttum, kavun ve karpuz toplamaya dalınca. Bahçenin hemen yanında tenis kortu, masa tenisi alanı ve langırt, oyun seven aileler için güzel bir akşam aktivitesi olabiliyor.
Bu kadar yeşil alan, dere, hayvan olan yerde sinek de çok olur diyeceğinizi tahmin ediyorum. Yok dersem yalan hiç ısırmadılar dersem doğru olur. Otel bu konuda çok güzel önlemler almış. Bir kere sabah akşam ilaçlama yapılıyor siz hiç hissetmeden. Odalarda sineklikler var ve siz kapalı tutmaya dikkat ettiğiniz sürece gece sinek diye bir şey olmuyor. Ayrıca bar, restoran, plaj ve genel kullanıma açık olan her yerde sinek kovarlar mevcut, istediğiniz an sürebiliyorsunuz.
Deniz konusuna gelince, buraya gelmeden önce birkaç arkadaşım denizinin bataklık olduğunu, çok keyif alamayacağımızı söylediğinden biraz ön yargılı gelmiştik doğrusu. Denizi görünce acaba başka yerle mi karıştırdılar diye düşünmedim değil. Gökova’dan başka bir şey beklenmez ama gerçekten bu kadar berrak, bu kadar serinleten ve bu kadar temiz deniz için ancak akvaryum diyebilirim. Deniz konusunda şüphesi olanlar varsa şimdi bu şüpheyi ortadan kaldırabilirler.
Deniz değil de havuz sevenlerdenseniz ya da akşam duşunuzu almadan önce şöyle son bir defa ağaçların içinde kuş sesleri eşliğinde yüzmek isterseniz bu da düşünülmüş. Şık beyaz şemsiyelerin ve bembeyaz kuş yuvalarının çevrelediği havuzdan çıkmak istemeyeceksiniz.
Uzun lafın kısası anlatacak o kadar çok şey var ki Golden Key Bördübet hakkında. Bir kere otelin hikayesi çok etkileyici fakat onu otelin sahibesi Şebnem Uyar ile tanışıp onun ağzından anlatmayı çok istiyorum size. Hayatta mucize denen şeyin varlığını ve bu otelin inanılmaz bir enerjisi olduğunu, olmaz denilenin nasıl olduğunu anlatan bir hikaye. Bunun için Şebnem Hanım ile tanışıp hikayeyi bizzat ondan dinlemeyi ve röportaj bölümünde yayınlamayı çok arzu ederim. Bu da benim bir dileğim buraya yazıyorum.
Siz de Golden Key Bördübet’te belki bir gün kendi hikayenizi yazarsınız belli mi olur? Golden Key Hisarönü ve Golden Key Kartalkaya yazılarımı ve benim hikayemi izlemeye devam et sevgili okur, belki karşılaşırız.
Bördübet: 0252. 436.92.30
Fotoğraflar, Erkan Tozluyurt
Yazıyı dört gözle bekliyordum. Eline kalemine, yüreğine sağlık.
Sevgili Banu, sen anlattıkça yaşadım…harika bir 3 gün geçirdim sayende…Mutlaka ilk gideceğim yerler arasında olacak….Kalemine sağlık….