Hatırlamak Gerek Bazen

0

Başlık bile güzel şeyler hatırlatıyor değil mi sevgili okur? Hatırlamak gerek bazen, bayramlarda topladığımız harçlıkları, okullar açıldığında kapladığımız defterleri, yaldızlı çikolata kağıtlarını düzleştirip kitapların sayfalarında sakladığımızı, bir maniniz yoksa annemler size gelecek dediğimiz günleri ve daha pek çok şeyi…Hatırlamak güzeldir, insanı canlandırır, düşündürür, gülümsetir, hatırlananlar güzelse. İşte geçtiğimiz günlerde Bumerang Deneyim Günleri kapsamında Dude Table firmasının öncülüğünde bloggerlar bir araya geldik ve yazar Sema Temizkan‘la geçmişten bugüne kadar gelen  kahve ve likör ritüelleri sohbeti yaptık, eski bayramları hatırladık, Türkiye’nin dört bir yanından özenle seçilmiş meyvelerden üretilen Mey İçki’nin, yeni  markası olan Nazen’in nane, vişne, ahududu likörlerini test ettik. Şahsen her yaz likörünü kendi yapan biri olarak Nazen‘in özellikle ahududu ve nane likörüne bayıldım.

nazen

Beni tanıyanlar bilir, kahve ve türevlerini içemem, sevemedim bir türlü. Kahve içmeyi sevmek istiyorum ama türk kahvesi,  nescafe, latte, mocha ve benzeri her şey içtikten sonra midemi bulandırıyor. Sohbetin güzelliğinden mi, yanımda oturan Sema Hanım’ın tatlı dilinden mi, yoksa organizasyonun yapıldığı Cafe Cadde’nin ikinci evim gibi olmasından mı bilmem uzun zamandır ilk defa keyifle kahvemi içtim. Rahmetli anneannem çok düşkündü kahve yanında liköre, her bayram özel likör takımları çıkarılır, yanında güllü lokumlar hazır edilir ve gelen her konuğa özenle ikram edilirdi. Annem ise bayram beklemez. Onun için kahve ve yanında likörü her daim hazır olmalıdır, hatta kahve sevmediğim için hala söylenir durur bana.

fotoğraf

“Hatırlamak Gerek Bazen” etkinliğinde gerçekten de adına uygun hatırlatmalar yapıldı o gün. Yaş olarak neredeyse grubun en kıdemli bloggerı olarak o kadar genç arkadaşlarla tanıştım ki, kahvenin yanında likör adetini yaşından dolayı hiç bilmeyenler vardı. Ben ah nerede o eski bayramlar derken, onlar daha çok meyva suyu, gazoz zamanında yaşayanlardı. Bu anlamda adetleri, gelenekleri bize tekrar hatırlatıp, genç arkadaşlara da yaşattıkları için Duke Table firmasına ve Merve Hanım’a, Bumerang Ekibi’ne, Sema Temizkan’a çok teşekkür ederim.

blogger-image--658462200

Harika bir öğle yemeği için bir araya geldiğimiz Cafe Cadde’yi ayrıca öneririm ki yolu Bağdat caddesi’ne düşen herkes burayı zaten biliyordur. Özellikle Cafe De Paris soslu bonfilesi ve yanında gelen cevizli salatası denenmeye değer.

Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane…Bol sohbetli günler olsun sevgili okur…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz