İstanbul’un gücü adına kart bende artıkkk

4

Olmuş, vallahi olmuş. Toplu taşıma aracı olarak metro pek bir rahat olmuş da benim niye haberim yokmuş? Burnumun dibinde durak var, yüzde seksen oranında yolculuk süremi azaltıyor, trafik derdi yok ve ben araba ile kendime eziyet çektiriyormuşum bunca zamandır.

Efendim dün Topkapı’da bir kitap tanıtımına davetliydim. Tan Sağtürk’ün çocuk kitapları. Bu konuyu pazartesi çok daha detaylı yazacağım ama asıl size yazmak istediğim, bize sunulan bazı kolaylıkları kullanmamız konusu. Bostancı’da oturan ben kara kara Topkapı’da olacak toplantıya nasıl giderim diye düşünürken aklıma aylar önce alıp kullanmadığım İstanbul Kart geldi. Bildiğim kadarıyla tren, metro, tramvay, vapur her şey de geçiyordu. Önce evime çok yakın olan Bostancı Metro istasyonuna gittim. Burada İstanbul Kartı’ma para yükledim. 20 lira yükledim onu da söyleyim.

Metroya binmek için yürüyen merdivenlerden indim ve aman allahım o ne temiz, o ne planlı, o ne açıklayıcı yönlendirmelerle dolu bir istasyon. Avrupa’dakilere beş basar inanın. Saniye farkıyla kaçırdım metroyu. Hemen yukarıda Kadıköy 3 dak. yazıyordu. Emin olun tam üç dakika sonra geldi yenisi. Metronun dış mekanı kadar içi de mükemmel. Her türlü teknoloji bulunduğu gibi,tertemiz de. Ne yalan söyleyim Anadolu yakası metro kullanıcıları Avrupa yakasından çok daha medeni geldi bana.  Ben Bostancı’dan bindiğimde saat 10:08 idi. Bostancı’dan sırasıyla; Kozyatağı, Yeni Sahra, Göztepe, Ünalan, Acıbadem duraklarından geçerek son durak  Kadıköy’e geldiğimizde saat 10:22 idi. 14 dakikada Bostancı’dan Kadıköy’e gelmiştim. Mümkün değil ne kendi aracınızla ne otobüs minibüsle bu kadar kısa sürede ulaşmanız.

Üstelik metro durağının iki çıkışı var, biri hemen vapur iskelesinin önüne diğeri Kadıköy Çarşı’ya çıkıyor. Hemen Eminönü iskelesine çıktım ve kalkmakta olan vapura yine İstanbul Kartı’mı okutarak bindim. Martılar, çay, İstanbul manzarası eşliğinde huzurlu bir yolculuk yaptım. Saat 11:00’de Eminönü’ndeydim. Düşünebiliyor musunuz? 52 dakikada Bostancı’dan Eminönü’ne rüya gibi.

11:30 da Defne ile buluşacaktım, e daha yarım saatim vardı. Kendime çay ve sahanda yumurta bile ısmarladım. Sonra Defne ile yine kartlarımızı okutup bu kez Eminönü’nden tramvaya bindik ve tam toplantı yapılacak otelin önünde indik. Ne trafik sorunu, ne park sorunu, ne araçta telefonda konuştun derdi…

Düşündüm de ben niye bu vakte kadar resmen bir nimet olan toplu taşımayı bu kadar ertelemişim? Araba ile yolculuk daha konforlu ve kolay gibi saçma düşüncenin esiri olmuşum. Üstelik paradan da ne kadar tasarruf ettim. Dönüşte bir de baktım ki, toplantıda olan herkes tramvayda. Resmen kendimden utandım İstanbul’da yaşayan biri olarak. Yurtdışında biz değil miyiz her yere metroyla giden hatta trene binip ülke değiştiren? E işte burada da elinin altında üstelik yurt dışındakinden çok daha konforlu ve onlar kadar medeni. Yürüyen merdivende sağda durmak adet olmuş bile, acelesi olan soldan daha kolay insin çıksın diye. Kurala uymayan bir bendim, bir de güne giden ev hanımları yani acemi yolcular…

İstanbul’da yaşayıp İstanbul’u yaşayabilenlerin gücü adına kart bende artıkkk.

 

4 YORUMLAR

  1. bende Kadikoy metrosunu cok beğendim. Insallah halkimizda elinden geldi kadar temiz ve özenli kullanir…Heryer gicir gicir valla değerini bilmek lazim güzel seylerinde..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz