Mapichu Kabilesi’nden Beyaz Saray’a Dilek Alp

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bugünün anlam ve önemine dair ne yazsam diye çok düşündüm ve sonunda benim için önemli bir kadını yazmaya karar verdim. Ne mutlu bana ki etrafımda çok güzel işler yapan çok yüce kalpli “iyi insan” olan kadınlar var. Hepsini yazmaya kalksam aylar yetmez, belki de hepsini ileride bir kitapta bir araya getiririm, kim bilir. Onlar kendilerini biliyor hatta şu satırları okurken “işte bahsettiği benim” diyorlar eminim. Evet tam da sensin.

Ben bugün Mapichu Kabilesi’nden Beyaz Saray’a uzanan hikayesi ile Dilek Alp‘den bahsetmek istiyorum size. Geleneksel Banu Tozluyurt Kadın Ödülleri’nin ilkini ona veriyorum müsaadenizle. Şimdi yarattım bu ödülü, kimse almazsa kendime veririm en kötü ne olacak ki. Zaten çoğu ödül de böyle verilmiyor mu, sen ben bizim oğlan.

Dilek Alp ile tanışmamız Sarıkız’ın yaşadığı, Dünya’nın ilk güzellik yarışmasına ev sahipliği yapmış Kazdağları’nın eteklerinde oksijenin beyninizi neredeyse delip geçtiği bir yaz sabahı, zeytin ağaçlarının altında bir kahvaltı sofrasında oldu. Dünya’ya, becerikli insanları birbiri ile buluşturmak için geldiğini düşündüğüm Ayşın’ın arkadaşıydı kızıl saçlı, beyaz tenli, masallardaki iyilik perisi görüntüsü ile en başta oturan kadın.

“Ben Dilek” derken, kadifeye dokunduğum anda hissettiğim yumuşaklık gibi bir huzur verdi sesi bana. Gölcük’te yaşıyorum deyince bir anda hissettim aramızda o an oluşan bağı. Ben de Gölcüklüyüm. Neler yaptığından sanki odada masanın üzerindeki bardağı alıp mutfağa taşımış gibi bahsediyordu, normal, sıradan, kolay.

Dilek Alp, bildiğim kadarıyla yüksek mühendis ve mimar. Evet gerçekten de tam bilmiyorum ne okumuş, hiç de merak etmiyorum. Bildiğim Şili’de Mapichu Kabilesi, Güney Afrika’da Kıvazula, Peru’da İnka, Maya ve Azteklerden arda kalan kabilelerde yaşamış. Kültürel miras uzmanı. Sanatla, insanla, uluslararası kültürel ilişkilerle iç içe. Kültürel miras konusunda yaptığı çalışmaları, Obama kendi seçim programına ve ek yasa tasarısına dahil etmiş. Yani Obama’ya danışmanlık yapmış bir kadın.

Kocaeli’nde gerçekleştirdikleri bir sanat galerisi projesinin ABD’de bir kadın liderlik direktörlüğü tarafından seçilmesi ile, Dünya Kadın Liderler programında ülkemizi KADIN ve KÜLTÜR alanında temsil etti.

Dünya’da kültürel miras konusunda adının ilk kişiler arasında yer alması dışında Türkiye’de kadına yönelik yaptığı çalışmalar ve verdiği eğitimler ile gerçek bir iyilik temsilcisi Dilek. Döşeme bebekler projesi ile Gölcük’ün hiç bilmediğim tarihi önemini ondan öğrendim. Mühendis ekolü ile yetişen birinin nasıl olup da topraklarımızın değerini bu kadar iyi gözlemleyip bunları kah bir faaliyete kah bir yazıya dönüştürdüğüne şahit oldum.

Dilek Alp’in mesleki çalışma alanlarını size sayınca sanırım bugün niye onu yazdığımı anlayacaksınız; Mimar, Ziraat Mühendisi, Kültürel Miras Uzmanı, İşletme Mühendisi, BM Kapasite Geliştirme Eğitimcisi, Kadın İstihdamı Yaratma Programcısı, Yerel Marka Uzmanı, Dünya Mutfakları Kültürü, Ekmek Araştırmacısı ve Yazarı.

Dilek’in yaptıklarını çok takdir ediyorum ama bir konuda ona çok imrendim. Onun yerinde olmayı çok istedim. Latin Amerikalı yazar İsabel Allende hayranıyımdır. Kitaplarını çok severek okurum hatta en beğendiğin kadın yazar kim deseniz ilk isim onu söylerim. Dilek ile bir sohbetimiz esnasında o da Isabel’i çok sevdiğini ve Türkçe’ye çevrilmemiş kitaplarını bile okuduğunu söyledi. Sonra da yine çok sıradan bir şeymiş gibi, bir hafta sonunu Isabel’in yazlık evinde onunla beraber geçirdiğini anlattı. İnanamadım. Kafka ile bir haftasonu gibi bir şey bu benim için. Hatta şöyle söyleyeyim, Isabel Allende kitabının kapağında Dilek’in tasarladığı kolyeyi takacak kadar samimiler.

Son olarak Pasta Enstitüsü ve Kitap Pastası bünyesinde “BİLİM İNSANLARI SERİSİ” oluşturulurken o muhteşem isimlerin arasında Dilek’in de olması bir tesadüf değil, sonuna kadar hak edilmiş bir başarı.

İşte böyle bir kadın Dilek Alp. Doğal, sade, gösterişsiz, yükseldikçe eğilmesini bilen, sıcacık. Bu yılın kadını benim için Dilek Alp, sizin ilham kaynağınız kadın(lar) kim?