Müsait Bir Yerde İnecek Var

6

Ben on altı kız kardeşim on yaşında. Haftanın bazı akşamları onu jimnastik (federasyon cimnastik diyor) antrenmanına ben götürüyorum. Milli takıma hazırlanıyor kendisi. 17:00 gibi evden çıkıyoruz, 20:00 gibi geri geliyoruz. Annem babam çalışıyor, bir de erkek kardeşim var bizden küçük, iş bölümü böyle o zamanlar.

Minibüs kullanıyoruz, lojmanın bahçesinden çıkıp ana caddeye yürüyor, minibüse Ümraniye’den binip, Bağlarbaşı’nda iniyoruz. Ümraniye – Üsküdar hattını bilen bilir, çok kibar! çok efendi!dir sürücüleri.

Bir akşam eve dönüşte, ineceğimiz yere yüz metre kala meşhur rica sözünü kullandım, “inecek var, müsait bir yerde”. Oralı olmadı sürücü, kimse yok bizden başka aracın içinde. İnecek var diye daha yüksek sesle bağırdım, dikiz aynasından şöyle baktı pis pis güldü ve bastı gaza. Kardeşimi elinden tutup ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim. Aniden frene bastı ve bizi neredeyse bir kilometre ötede indirdi. Çok zevk almıştı yüreğimizi ağzımıza getirmekten.

O yıllarda hep otomatik kapısı olmayan minibüslere bindim. Diğerlerini en azından isteyince açabilirsin, gerekirse atlarsın diye. Çocuk kafası işte. Hatta önümüzden bomboş otomatik kapılı minibüsler geçerdi ve binmezdim, kardeşim de kızardı bana “bomboş gitti niye binmedik” diye. Hem bomboş olduğu için hem de otomatik kapı olduğu için diyemezdim onu korkutmamak için. Bir de özellikle akşam dönüşlerde, herkes inince, eve daha gelmesek bile minibüsten indirirdim kardeşimi elinden tutup. “Niye indik, daha gelmemize vardı” derdi de, hava alırız fena mı derdim. Ya bizi kaçırırlarsa diyemezdim. O yıllarda hep korkardım ya bizi kaçırırlarsa diye.

Başka bir gün, bu kez gündüz saatleri, aynı hatta yine kız kardeşimle beraberiz. Sürücüye iki kişi alır mısınız diye para uzattım, paranın üstünü aldım ve ineceğimiz yere gelmeyi bekliyoruz. İnenler. binenler… Sürücü demez mi, “kızım paranızı versenize”. Parayı verdiğimi onun da üstünü uzattığını söylüyorum ama kime? “Madem paranız yok ne biniyorsunuz, iki ufacık kız ne işiniz var sizin yolda” gibi bizi aşağılayan küçük düşüren pek çok laf. Yine dikiz aynasından bıyık altından gülüyor.

Otomatik kapı, kalabalık minibüs, erken inme, dolu araca binme, kaçırılma, ölüm… yıllarca korkum oldu, takıntım oldu hepsi.

Yıl 2015 hepsi gerçek oldu, korktuğum başka bir canın başına geldi, ben de sen de o da olabilirdi. Oldu.

Her anını yaşadım o günlerin, korkularıma, takıntılarıma geri gittim ve Özgecan’ı düşündüm.

Onun yerine ben öldüm.

6 YORUMLAR

  1. Bugün daha bugün bir elemanım ağlayarak geldi. Toplu taşımada tacize uğradı. kızın iki gözü iki çeşme. bir şey yapamadığı için kızgın. öfkesinden ağlıyor. bunca olayın ve gerginliğin üzerine dışarda mahlukatlar her fırsatı değerlendirme peşinde. o teması kendine kar sayıyor ve bundan zevk alıyor. keşte ortalığı aya kaldırsaydın dedik. ama yapanı göremedim bu sefer herkes bana bakacak ve uzun uzun konuşacak daha çok sinirlerim bozulacak dedi. bir bakıma haklı kendince. Metrobüse bineceğim zamanlar bildiğiniz arıza çıkarıyorum. çekilin, açılın itmeyin dokunmayı fena yaparım, iten olursa yeminle döverim diyorum yüksek sesle. millet önce bir şaşırıyor bakıyor tuhaf tuhaf sonra onlar kendine gelene kadar ben hop binmiş oluyorum. allah 2 durak sonra iniyorum da sorun olmuyor. uzun mesafe olsa zor olur. evimin işime yakın olması bir konfor benim için. inerken de aynı arıza durumu yaratıyorum. arkadaşım bir gün dayak yiyceksin diyor ama napim. Başka çözüm bulamadım. Deli gibi davranıyorum onlar da bana yanaşamıyorlar. Katlanamıyorum bu durumlara. Biri yeltense gerçekten tekme tokat dalma potansiyelim de var. Biz sustuğumuz için de bu mahluklar yüz buluyor. Ben çözümü böyle buldum. Tabiki gerçek çözüm eğitimli bir toplum. Okumuş demiyorum bakın. (ne okumuş oküzler var) Çocuklarımızın düzgün eğitim almalarını ve herşeyden önce insan olduklarını öğretmeliyiz. …..

  2. kendi adima da kizim adina da baska cocuklar adina da cok korkuyorum. degisen hicbirsey yok maalesef…cok yeri degil ama seneler once bir tanidigim basina geleni paylasayim istedim yeri gelmisken. bir tanigimizin kizi liseye gidiyor kendi basina otobuse binip. otobuste yasli bir adam bunu taciz ediyor ,eve gelip annesine anlatiyor agliyor sinirleri bozuluyor. annesi de cikarip ayakkabini kafasina vursaydin bir daha yapmazdi diyor. ertesi gun yine ayni otobus ve yine ayni sapik adam. ve bu sefer kiz ayakkabini cikardigi gibi adamin kafasina vuruyor sen bana ne yapiyorsun diye. sonrasi adami otobusten atiyorlar. seneler sonra bile hep aklima gelir ben bu kadar cesur olabilir miydim diye :(((

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz