Bu yıl özellikle yaz dönemi bizim için çok zor geçti diyebilirim. Hastalıklar, vefatlar, taşınma derken kış nasıl geldi anlamadım. Bir de bu yıl kızımın üniversite sınavına hazırlanıyor oluşu sebebiyle her zamankine göre stresimiz çok daha fazla. Yıllardır stres yönetimi eğitimi veren biri olarak şimdi kendi söküğümü dikme zamanı sanırım. Hep derim ölçülü, yönetilebilen bir stres insanı geliştirir, ufkunu açar, monotonluktan uzaklaştırır ama yönetilebildiği takdirde. Yani stresi yok etme değil yönetme tarafındayım. Tabii yakınlarımızın kaybı, ani çıkan rahatsızlıklar, dünyayı yakıp kavuran malum salgın gibi dış faktörler değil kastettiğim. Etki alanımdaki kişiler, olaylar yani bana bağlı iç faktörlerin stresini yönetebilmek benim söylemek istediğim.
Kızımın özellikle sınav yılı olduğunu söylemiştim ya, evde her an pimi çekilmiş bomba gibi geziyor. Ne söylesek ters anlıyor, her şeyin suçlusu bizi – hatta beni – görüyor, nazı bize geçtiği için sürekli bize karşı bir agresif tutum içinde olabiliyor. Zaten büyük şehirde yaşıyorsanız iş, trafik, ev derken stresin içinde boğulup gidiyorsunuz. İşte ben bu stresi azaltmak için bana benden başka kimse yardımcı olamaz dedim ve ortamı daha keyifli kılmaya kendimden başladım. Nasıl mı?
Temiz, bakımlı, düzenli ve mis gibi kokan bir ev beni çok rahatlatır. Önce en sevdiğim şey bitkilerimi yenilemekle işe başladım. Topraklarını değiştirmek, yapraklarını temizlemek, yerleriyle oynamak öyle hoşuma gitti ki anlatamam. On birinci katta oturmama rağmen ev içinde bir bahçe yarattım. Evde bir kedi ve bir köpekle yaşadığımızdan maalesef biraz koku oluyor ve bu yine maalesef diyeceğim, beni çok rahatsız ediyor. Çok temiz olmalarına rağmen evde mikrop/bakteri olabilir kaygısı beni çok rahatsız ediyor. Hem eve aromatik bir koku versin, hem bakterilerden temizlesin hem de çok daha rahat nefes almamızı sağlasın diye bir difüzör satın aldım. Aromaterapik yağların verdiği huzura öyle ihtiyacım varmış ki. Uçucu yağlarla çalışan difüzör bu yağı buharlaştırıyor ve böylece aroma hava boyunca yayılıyor. İnanılmaz bir yatıştırıcı etkisi var, eve verdiği koku da cabası. Yanına bir de tavşan kanı çayımı alıp ayağımı uzattım mı stres filan kalmıyor.
Tabii eve bakım yaparken kendimi de unutmuş değilim. İnanın kendimi şımartıp biraz da zaman ayırdım mı çok daha önemli ve özel hissediyorum. Yaş kırkı geçince cildine özen gösterenlerdenim ben. Ondan önce aldığım hiçbir kremi, maskeyi bitiremezdim. Fiziksel ve ruhsal sağlığım için bütünsel bir yaklaşım benimsediğimden beri cildime de mideme de dişlerime de kısacası tüm bedenime özen gösteriyorum. C vitamini serum, tonik benim hayatıma yeni girenler örneğin.
Stresi yok etmek değil yönetmek hedefim olunca hayatımın direksiyonunu elime aldım ve şimdilik bastım gaza. Darısı başınıza…
