Hatay Akademi Senfoni Orkestrası. 2019 yılında kurulmuş, bölgenin kültürel mirasını yaşatmak ve sanatı dönüştürmek için farklı yaş ve cinsiyetten üyeleriyle müzik dinletilerine imza atan bir medeniyetler mozaiği. Maalesef 6 Şubat depreminde onlar da hem üyelerini hem salonlarını kaybeden, nasıl düzeleceğiz, geleceği ne zaman görmeye başlayacağız diyen binlerce insandan bazıları. Depremden tam iki ay sonra henüz her şey çok tazeyken orkestra kurucu şefi ve eğitimci Ali Uğur ile bir podcast çekmiştim, Kendi Ayak İzini Oluşturanlar Serisi için. Sonrasında onlar sağ kalan üyeleriyle, kaybettikleri arkadaşlarını yaşatmak, müzikle iyileştirmek için konserler vermeye başladı. Müziğin Rengi adı altında verdikleri dayanışma konserlerinden ilkinde dinledim onları Moda Deniz Kulübü’nde. Sonrasında bağım hiç kopmadı. Her Hatay’a gittiğimde arayıp görüşmeye çalıştım olmadı telefonda konuştuk.
Onlar depremden önce de zorluklar içinde katmerli zorluklarla mücadele ediyorlardı. Prova yapacak salon bile bulamıyorlardı. O zaman çabaları “dönüştürmek” üzerineydi. Oysa şimdi “yeniden inşa etmek” oldu misyonları.
Motivasyonlarını kaybetmemek adına neler yaptıklarını, geçen 11 ayda neler olduğunu, bundan sonrası için planlarını ve depremin birinci yıl dönümünde neler yapacaklarını orkestra kurucu şefi Ali Uğur ile konuştuk.
Çok yakında birinci yılını dolduracağımız depremin acılarını bırakın sarmayı her gün başka bir depremle maddi manevi kayıplar yaşarken siz Hatay Akademi Senfoni Orkestrası olarak neler yaşıyorsunuz, neler yapıyorsunuz?
Kurulduğumuz 2019 yılından 6 Şubat depremine kadar ayakta kalabilmek adına ciddi mücadeleler vermiştik. Tutunduğumuz ideal ve inanç hem ayakta kalmamızı hem de bütün zorluklardan güçlenerek ve büyüyerek çıkmamızı sağladı. Depremden sonra ise ayakta kalma mücadelemiz daha büyük zorluklara ve şekil değiştirmiş zorluklara karşı devam ediyor. Yine de bu zorluklardan güçlenerek ve büyüyerek çıkacağımıza olan inancımız tam.
Orkestra üyelerinizle yeniden bir araya gelip çalışmalara başlayabildiniz mi?
Şu an orkestranın büyük çoğunluğu şehre geri döndü. Depremden sonra ilk defa dört haftadır bize ait olmayan, geçici bir mekânda provalarımızı almaya başladık.
Bir yıl içinde neler yaptınız? Yurt içi yurt dışı çok yerde dayanışma konserleri verdiniz. Gelen yorumlar, tepkiler nasıldı?
Bu sorunun cevabı aslında çok uzun. Fakat kısaca şöyle anlatabilirim. “Yeni yaşamı sanatla örmek, sanatla iyileşip iyileştirmek, Hatay’ın sesini tüm ülkeye ve dünyaya duyurmak adına” depremden bu yana hem ülke içinde hem de ülke dışında konserler, projeler gibi birçok kültürel ve sanatsal faaliyetler gerçekleştirdik. Bunun yanında dernek olarak da yaraları sarmak adına toplumsal fayda içerikli çalışmalar gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz.
Gelen tepkiler olumlu ve motivasyonumuzu büyüten yöndeydi. Bu da ayakta kalmaya dair inancımızı kuvvetlendirdi.
Hatay’ın iyileşmesi için size göre öncelikli olarak neler yapılmalı?
Bu soruyu birçok açıdan cevaplamak gerekli diye düşünüyoruz. Çünkü iyileşme birçok boyutta gerçekleşen bir süreç. Bu sebeple başlık başlık cevaplamak doğru olacaktır.
- Geleneksel kent yaşamı dinamikleri dikkate alınarak, kentin tarihine ve kültürel yapısına mimari açıdan bakıp buna göre bir kent planlaması organize edilmeli.
- Şehirden göç eden insanların tekrar şehre geri dönebilmesi için ivedilikle istihdam, barınma gibi imkânlar yaratılmalı.
- Depremi yaşamış insanların travmalarının iyileştirilmesi yönünde psikososyal destekler koordineli ve aşamalı şekilde gerçekleştirilmeli.
- 6 Şubat depreminden sonra Hatay’dan çok sayıda kültür ve sanat aktörü göç etti. Hatay dışından gelen kültür ve sanat aktörlerinin desteği, projeleri çok değerli; lakin Hatay’da kültürel devamlılığı kalıcı olarak sağlayacak olanın yerelin aktörleri olduğuna inanıyoruz. Hatay’dan göç eden bu kültür ve sanat aktörlerinin tekrar şehirlerine dönüp kültürün yeniden inşasına dahil olabilmeleri için gerekli istihdam, barınma ve üretim alanları gibi motivasyonların yaratılması gerekmektedir. Hep söylediğimiz gibi binalar bir kültür yaratmaz; kültürü yaratan, o binaları anlamına kavuşturan insanlardır. Bu insanlar da Hatay’ın kültür aktörleridir. Bu anlamda bizler sanatın iyileştirici gücüne ve toplumun yaşadığı travmalardan çıkmasında rol alan en önemli dinamiklerden birisi olduğuna inanıyoruz.
Orkestranızın daha iyi şartlarda üretebilmesi, çalışabilmesi için nelere ihtiyacınız var?
6 Şubat depreminde prova salonumuz yıkıldı. Bu yüzden, provalarımızı düzenli bir şekilde alabileceğimiz, üreteceğimiz kendimize ait bir prova salonuna ve üretimlerimizi sergileyeceğimiz bir konser salonuna ihtiyacımız var. Hatay’da depremi yaşayan diğer tüm insanlar gibi orkestramız da depremin acı yıkımını yaşadı. Bizim de iyileşmeye, travmalarımızı atlatmaya ve ayakta kalmaya ihtiyacımız var. Bir sanatçının yola devam edebilmesi için en büyük motive kaynağı üretmesi ve üretimlerini paylaşmasıdır. Bu anlamda orkestra olarak konser vermeye ihtiyacımız var. Hem ülke içinde hem ülke dışında konser organizasyonlarına davet edilmemiz bize büyük bir katkı olacaktır. Ayrıca, depremde kaybettiğimiz enstrümanlarımızın birçoğunu temin ettik ama hala eksik olan enstrümanlarımız var bu enstrümanlarımızı temin etme ihtiyacımız var.
Orkestranız için kısa, orta, uzun vadeli planlarınız var mı?
Kısa vadede, orkestramızla yola devam edebilmek adına ayakta kalmanın koşullarını oluşturmak, prova salonumuza kavuşmak yine ayakta kalmamızı sağlayacak konserler vermek.
Orta ve uzun vadede hem orkestra olarak hem de dernek olarak şehrimizin iyileşmesi adına kültür, eğitim ve sanat alanında projeler üretmek.
Depremin yıldönümü anmaları için ne tür programlar planladınız?
5 ve 20 Şubat tarihleri arası Hatay’da bulunan sivil toplum örgütleri ve platformlar çeşitli anma etkinlileri gerçekleştirecek. Biz de 6 Şubat 4.17’den itibaren müziğimizle anma programlarında yer alacağız.
6 Şubat’ta görüşmek üzere Ali Uğur ile anlaştık. Sizler de sanatın iyileştirici gücüne katkıda bulunmak isterseniz; BAĞIŞ üzerine tıklamanız yeterli.
www.hataysenfoniorkestrasi.com
