Bir Arkadaşımın Başına Geliyor

8

Bu yazı aslında bir iç dökme yazısıdır. Günlerdir kafamı kurcalayan, hiç takmamaya çalışsam da “niye”,  “nasıl”, “neden” diye kendi kendime sorduğum, bazen çok yakınlarımla paylaştığım ama bir yanıt bulamadığım hatta onlarla da aslında itiraf edeyim çoğu zaman tam anlamıyla paylaşamadığım bir konu bu. Biz niye “teşekkür etmeyi” sevmiyoruz, niye “takdir etmekte cimri” iken, “eleştirmekte”  bu kadar bonkörüz?

Aslında çok eleştirdiğim şeyi şimdi kendim yapıyorum belki, blog aracılığıyla laf sokma, kızım sana söylüyorum sen anla, ya da bir arkadaşımın başına gelmiş “miş” gibi anlatma. Evet böyle de algılanabilir ama bu genel bir yanıt arama yazısı. Niye teşekkür etmiyoruz, birisinin yaptığı iyilik, jest, iyi niyet karşısında teşekkürü çok görüyoruz ve sanki onun görevi gibi bir yaklaşım sergiliyoruz. Bu ara çevremde o kadar çok görüyorum ki bu tip davranışlar.

Ya da takdir, eline sağlık, güzel olmuş, bravo, ne iyi yapmışsın gibi bir ilgi çeşidini neden esirgiyoruz? Takdir edersem şımarır, kendini bir şey zanneder, benden öne geçer, tepeme çıkar, havalara girer, ben geri plana düşerim… Bunlar mı sebep? Üstelik bir ortamda özellikle susan, başkaları yüksek sesle alkışlarken ağzına fermuar çeken insanlar var, ne olur topluluğa katılıp alkış tutsalar, neden bu korku, neden? Üstelik bu kişiler kendilerini çok iyi alkışlarken? Empati der dururuz, anlamını bugüne kadar tam bileni görmediğim duymadığım halde. Empati hani eksik kısmıyla, kendini karşı tarafın yerine koymak ya, e sen bi düşün takdir gördüğünde, yaptığının değerli olduğunu sana hissettirdiklerinde ne hissediyorsun? Bu kadar basit, karşı tarafın da aklından bir zoru yoksa o da aynı şeyleri hissediyor, mutlu oluyor, özgüveni artıyor, hayata daha sıkı tutunuyor, daha girişimci oluyor. Niye bunu esirgersin, ağır olduğundan mı, başkaları giderken sen geldiğin için mi?

Birisine anlatsam “takılma, takma kafana, yapı meselesi bu” diyor, bunu kabul edemiyorum. Sen alkış, takdir beklerken, başkaları için bunu çekinmeden sonuna kadar yaparken, karşılığında bunu  almıyorsam takılırım, takılmayan varsa ne güzel. Takılırım çünkü insanım, takdir, beğeni, övgüyü her insan bekler. Bekler ve almalıdır ki, vermelidir. Benim başıma gelmiyor ha, bir arkadaşımın başına geliyor hep bunlar…

Ha bir de yok saymak var ki en kötüsü, amaca ulaşırlar çoğu zaman amaçları acıtmak ise. Ha karşı tarafın canı acır acımaz. Fakat gel gör ki bu yöntemi uygulayanların zeki olması gerekir, yoksa cahil konumuna düşerler. Sosyal medyada daha çok rastlıyorum buna, birileri birilerini bir konuda etiketliyor. Konuyla asıl ilgili kişilere etiket yok, şunu demek istiyorlar kanımca, seni yok sayıyorum, seni bu konulara değer bile bulmuyorum. Sen istediğin kadar çalış çabala. Şimdi bu insanın burada zekasından ya da bilgisinden şüphe etmek gerekir, ya iyi bir araştırmacı değil ya duygularıyla mantığını yönetemeyen EQ’su yani Duygusal Zekası düşük bir kişi ya da cahil.

Siz de yazsanıza, çok takılıyorum bunlara ben bu ara. 7 Nisan’da Kozyatağı Kültür Merkezi’nde İNSAN İLİŞKİLERİNDE SINIFI GEÇMEK adlı bir iletişim konferansı vereceğim, orada da konuşalım, niye iletişemiyoruz? Saat 11:00 de başlayacak, 13:00’de biter en geç ama sonrasında oturalım konuşalım, EGO’lar LEGO olur mu?

 

 

8 YORUMLAR

  1. Bu sabah bilgisayarımın başına geçer geçmez karşıma ilk çıkan yazıydı bu.
    3 defa üst üste okudum,neden mi? Son zamanlarda benim de artık içimdeki isyana dönüşen tutmaya zorlandığım duyguların dile dökülmüş halini gördüğüm için. Serzenişine sonuna kadar katılıyorum Sevgili Banu cum.Düşüncelerime tercüman olduğun içinde yürekten tebrik ediyorum seni.
    Eğer toplumda ve insanlarda güzel hareketlerin çoğalmasını ve başarıların artarak devam etmesini istiyorsak mevcut başarıları ve güzel hareketleri takdir etmeliyiz.Sevgiyle ve yürekten bakan herkesin sınırsız şartsız kuralsız karşısına gayet normal olarak aktardığı bir duygudur zaten.Ben böyle düşünüyorum sen böyle düşünüyorsun oda böyle düşünüyordur ya diğerleri neden farklı davranıyor? Bende bunu hala çözebilmiş değilim.Umarım, takdir etme duygusunun böylesine körelmiş olması, takdir duygusunun kıskançlıkla örtülü olduğunun göstergesi değildir.Malesef öz güveni haddinden fazla tavan yapmış bir millet olma yolunda ilerliyoruz.Çok görüyorum çevremde ve internette.En iyi ben bilirim,ben yaparım ben söylerim ben davranırım.Tamam tabiki en iyisi ol kardeşim, ama bunu yapar kende insanları yerme incitme rencide etme.Mütevaziliğini koru ki kibir in yaptıklarının önüne geçmesin.Diğer aşırı rahatsız olduğum bir konu da sürekli kişisel çevresiyle sorun yaşayıp isyan eden ve göndermeler yapan insanlar.Dağ dağa küsmüş dağın haberi olmamış misali,hani ortaya ucu hiç bir yere değmeyen ama insanın yahu ne olmuş deyip düşündüren bir söz atılır ya,kimedir nedir bilinmez.Gönderme mi diyorlar bunun adına.Madem rahatsız olduğun bir konu var, muatabı dururken ortaya savurup isteyen üstüne alınsın mantığıyla bi dolu söz sarfetme.Belkide en nefret ettiğim davranışlardan biridir bu.Seni rahatsız eden hoşlanmadığın yada içini acıtan biriyle sorunun varsa ,bunu dile getirdiğin kişide konunun muatabı olmalıdır.Öyle ulu orta yerde değil , kimsenin içinde rencide etmeden bire bir dile getirir problemini çözme yoluna gidersin..Ha eğer kişinin derdi çözüm değil sadece o an günden yaratmak, bir şekilde sivrileyim se ,o zaten bambaşka bir ironi kişilik meselesi.
    Unutmayalım, takdir etmek duygusu, bir cesaret işi değil, hakkaniyetin ve insanlığın gereğidir.
    Sevgilerimle

    • Biraz empati kurabilsek aslında o kadar kolay ki. Ama insanlar yargılamayı tercih ediyor çünkü daha kolay. Neyse söylenmeyeceğiz demek ki, biz böyle davranmayıp bizim gibi düşünenlerin artması için çabalayacağız

  2. canım o teşekkür takdir var ya sadece sözlükte geçen kelimeler hiliiiiç bekleme bazı insanlara birşey verirsin bu benim hakkımdı der alır daha fazlasını bekler veremezsen de senden kötüsü olmaz ben ancak ögrendim ama insanız bekliyoruz işte ne yazık ki !!!!!!

  3. Sevgili Banu Hanim ,

    Cok guzel bir konuya degineceksiniz. Cok isterdim gelmeyi ama mumkun gozukmuyor. Simdiden basarilar diliyorum . Bizdeki ‘ahlak erozyonu’ndan bahsetmeyi de unutmayin .. benim icin n’olur :) Sevgiler.

  4. Ne yazık ki etrafımızda fazlaca var bunlardan. Dillerinden bir çift güzel söz dökülmesine egoları izin vermiyor sanımca :( Teşekkür etmeyi dahi bilmedikleri gibi siz teşekkür ettiğinizde de ya ayı gibi cevap vermezler ya da yarım ağızla bihhhşeedeğii minvalinde belirsiz bir söz söylerler.
    olsun önemli olan kişinin kendi davranışlarıdır. öküzlere inat medeni olmaya devam.

  5. […] Kafamızı bu düşünceler meşgul ederken Banu’nun Dünyası‘nda sevgili Banu Tozluyurt’un yazmış olduğu hoş bir yazıya denk geldik. Yazının başlığı “Bir Arkadaşımın Başına Geliyor” olsa da aslında hepimizin aynı moral bozucu durumu yaşadığını biliyoruz. Banu Tozluyurt yazısında birbirimiz için nasıl sevinmediğimizi ve nasıl takdir edilmediğimizi çok güzel özetliyor. Bir Arkadaşımın Başına Geliyor adlı yazıyı okumak istiyorsanız BURAYI TIK‘layabilirsiniz. […]

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz