Hayatında hiç spor yapmamış anne babanın sporla iç içe büyüyen, kendi kızını da spor sevgisiyle büyütenlerdenim. Anne ve babam ya vakitleri olmadığından ya da çevrelerinde onlara model olacak kimse olmadığından – annemin ellisinden sonra yaptığı pilatesi saymazsak- hayatlarında sporla hiç tanışmamış olsalar da beni ve iki kardeşimi büyütürken spor hep hayatımızın içinde oldu.
Üç kardeşin en büyüğü olan ben, masa tenisine çok meraklıydım ve yeteneğim de vardı ki, yıllarca yarışmalarda okulumu en iyi şekilde temsil ettim. Kız kardeşim artistik jimnastik dalında milli takım sporcusu olacak kadar ileri götürdü işi ve her zaman bizi onurlandırdı. Doğuştan astımı olan erkek kardeşim spor yapmayan tek üyemizdi ama o da ergenlikten itibaren salon sporlarıyla ilgilendi.
Annem bizi büyütürken tam bir olimpik anne idi anlayacağınız, hem çalışan bir kadın hem de anne olarak yıllarca bizi antrenmanlara taşıdı, kız kardeşimin yarışmaları için o şehir senin bu şehir benim peşinden gitti. Onun yetişemediği zamanlarda annemden görevi devralır ve olimpik ablalık yapardım.
Kız kardeşimin spordaki başarısı kadar okul ve özel hayatındaki başarısına yakından şahit olunca, o zamanlarda aklıma koymuştum, ileride bir çocuğum olursa mutlaka bir spor dalıyla ilgilenmesi için elimden geleni yapacaktım.
Zaman çok çabuk geçiyor ve ben bugün 11 yaşında bir kız çocuğu annesiyim. Su balesi, jimnastik, voleybol, binicilik, kayak sporlarına çok ilgi duyan, belli dönemlerde her biriyle ilgilenen, sonunda kayak ve jimnastikte karar kılan kızımda en çok dikkat ettiğim özellik, öz disiplin ve becerileri spor yapmayan yaşıtlarına göre çok daha yüksek.
Hangi ebeveyn çocuğunun spor yapmasını daha sağlıklı olmasını istemez ki? Şöyle bir araştırdığımda Türkiye’de spor için tesis sıkıntısı olmadığını, her ilin kendi imkanlarına göre çeşitli spor dallarına uygun tesis inşa ettiğini ama annelerin ve çocukların spora teşvik konusunda yetersiz olduğu sonucuna ulaştım.
Neyse ki bu sonucun farkında olan TMOK ve P&G harika bir proje başlattı; OLİMPİK ANNELER. Bugüne kadar her zaman çocukların spora yönlenmesi konusundaki projelere destek veren Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) ile yine çocuklara ve gençlere yönelik sosyal sorumluluk projeleri ile tanıdığımız P&G, özgüveni yüksek, sağlıklı nesiller yetiştirmenin yolunun spordan geçtiği konusunda hemfikir oldu ve OLİMPİK ANNELER projesi ile ülkemizde spor bilincini yaygınlaştırmak için yola çıktı.
Türkiye’de 10 çocuktan sadece 2’si bilinçli olarak spor yapıyormuş. Eh her 10 anne babadan 2’sinin düzenli spor yaptığını düşünürsek çok da şaşırmamak gerek çocuklardaki rakamın düşüklüğüne. Oysa spor yapan çocuklar.
- Küçük yaşta hedef kavramı ile tanışıyorlar. Takım ya da birey olarak hedefleri oluyor ve o hedefe yönelik planlama yapıyorlar. Kısa, orta, uzun vadeli hedefleri için çalışıyorlar.
- Zaman yönetimi konusunda farkındalıkları küçük yaşta oluşuyor. Antrenman saatleri, molaları, bu molalarda ne zaman ödev yapacaklarının zaman planlamasını yaparak kendilerini ve zamanı yönetiyorlar.
- Her zaman kazanan olunamayacağını, kaybetmenin de insanın doğasında olduğunu öğreniyorlar. Düştükleri, tökezledikleri zaman kalkıp tekrar koşmayı öğreniyorlar. Bir anlamda stresi yönetiyorlar.
- Yaptıkları spor bir takım sporu ise iyi birer takım oyuncusu olmayı öğreniyorlar. İşbirliği, empati, güven kavramları konusunda deneyim kazanıyorlar. Sinerjiyi bizzat yaşıyorlar.
- Kendi kendilerine motivasyonlarını arttırmayı öğreniyorlar. Her ne kadar ebeveynler her zaman onların yanında olsa da, sahada tek başlarına olduklarında kendilerini motive ederek hayatı aslında daha erken öğreniyorlar.
- Sağlıklı beslenme konusunda diğer çocuklara göre daha bilinçli oluyorlar. İyi beslendiklerinde, verimliliklerinin arttığını görünce ister istemez sağlıksız besinlerden uzak durmaya çalışıyorlar. Bunu her zaman beceremeseler bile bunun bilincinde olmaları bu tip besinleri daha az tüketmelerini sağlıyor.
- Zamanları az ve değerli olduğundan boş işlerle, dedikoduyla, gereksiz teknoloji kullanımıyla geçirecek vakitleri olmuyor ve daha kaliteli zaman geçiriyorlar.
- Spor yapan çocuk her zaman diğer çocuklar arasında popülerliği yüksek olan oluyor. İletişimi, girişkenliği, adalet duygusu daha gelişmiş olduğu için spor yapan çocuk kendini kabul ettirme yönünden oldukça başarılı oluyor.
Yani diyeceğim o ki spor bu kadar faydalı iken çocuklarımıza rol model olmalı bizler de spor yapmaya vakit ayırmalıyız. Bunun için ilk adım olarak P&G ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ile birlikte oluşturulmuş, spora önem veren anneler tarafından başlatılan OLİMPİK ANNELER sivil toplum hareketine “Ben de bir #OlimpikAnneyim diyerek başlayabilirsiniz.
Ayrıca 1 paket= 1 destek kampanyası ile satın aldığınız her P&G ürününden elde edilen gelirin bir kısmının Türkiye’de çocuklarımızın sporla büyümesi için bağışlandığını unutmayın.
Daha detaylı bilgi için;
www.olimpikanneler.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
