Evime Gidip Dönmek İçin 48 Saat Sürem Vardı…

6

Evime, yaşadığım şehre özel izin alarak ve sadece 48 saat için gidebildim ya artık hiçbir şeye şaşırmam herhalde. Büyük konuştuğum her şeyin baş rolünde olmak hobim. Hep merak ederdim başka yerlerde yaşayanlar İstanbul il sınırları içine girerken nüfusun yazdığı o mavi tabelayı görünce neler hisseder diye. Doğma büyüme bu şehirli olan biri olarak ben, çok heyecanlandım, çok üzüldüm, çok duygulandım, çok korktum. Tüm bu duyguları beraber yaşadım inanabiliyor musunuz?

15 Mart’ta birkaç günlüğüne geldiğimiz Sapanca’daki yazlık evimizde bir buçuk ayı devirdik. Bu süre zarfında şehirler arası seyahat yasağı, 65 yaş üstü, 20 yaş altı yasağı, sokağı çıkma yasağı hepsini yaşadık, yaşıyoruz. İstanbul’da ise bıraktığımız sevdiklerimiz ve kedimiz Mia vardı. Birkaç gün kalıp döneriz diye kedimizi götürmemiştik. Sonrasında da maalesef Sakarya il sınırları içinde kalakalmıştık. Tabii ki Mia’nın günlük bakımını yapan biri vardı ama biz olmadan daha ne kadar huzurlu yaşayabilirdi? Aynı zamanda eşimin annesinin doktor kontrolü vardı ve birisin onu götürmesi gerekiyordu. İstanbul’da bu işi üstlenecek kişiler olmakla beraber, onu götürebilecek ortamları yoktu ve eşimin de online seminerleri yoğun olduğu için İstanbul’a gitme görevi bana kalıyordu.

Sağlık, vefat ve bazı özel sebeplerle en fazla üç gün olmak üzere, belge ve kanıt sunarak e-devletten – onlar da uygun görürse – izin alabiliyorsunuz. İşte ben de gerekli evraklarla Pazartesi sabah başvurdum ve öğlen kendimi İstanbul yolunda buldum.

1,5 ay sonra ilk defa evime gidiyordum inanılır gibi değil. Sakarya’dan çıkıp önce Kocaeli il sınırında polis tarafından evraklarım kontrol edildi. Sonrasında İstanbul il sınırlarına girerken. O kadar tuhaf geldi ki 46 yıldır yaşadığım şehre girebilmek için verdiğim mücadele. Polis her durdurduğunda kalbim çarptı, ya almazlarsa, ya evime gidemezsem. İstanbul yazan o mavi tabelayı yolun sağında görünce kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim; çarpıntı, bulantı, içimde kanat çırpan bir kuş… Heyecanlandım, çok özlediğim şehrimi sanki ilk kez görecekmişim gibi. Üzüldüm, yol boyunca mağazaların kapalı olması, yolların nispeten boş olması ölü şehir hissi yarattı. Duygulandım, zaten güzel olan şehrim sanki daha bir dinlenmiş, gençleşmişti. Gökyüzü daha mavi olmuştu. Korktum, insanları sokakta, fiziksel mesafeyi fazlasıyla gevşetmiş görünce. Karmakarışık oldum, günlerdir içimde akıttığım gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldü. Arabanın içinde önce ağladım aslında böğürme desem daha doğru olur, ilerledikçe gülmeye başladım, eve yaklaşınca avuç içlerim terledi, heyecanlandım ve 1,5 ay sonra evimin kilidini çevirdim, içeri girdim…

****

Bir sonrakine özlediğim şehrime ve evime sağlıkla, eksiksiz olarak dönebilmeyi dileyerek İstanbul’dan ayrıldım, bana verilen süreye riayet ederek… Yol boyunca neler diledim bilseniz.

 

6 YORUMLAR

  1. Annem de biz de mahsur kaldı.Evini özledi,40 yaşlarda olsa da evde yalnız kalan küçük kızında aklı kaldı. O depresyonda,ben depresyonda.Evden çıkmanın zul geldiği bana,maaile 7/24 evde kalmak çok zor geldi.’Sağlıklıyız ya’diyip avunup,hastalara, yitip gidenlere,işsiz kalanlara,aç kalanlara, umutsuz kalanlara bakıp utanarak ve yarınımızdan korkarak geçiriyoruz günlerimizi.Yazınızı okurken düğüm düğüm oldu boğazım. Bu aralar hep öyleyiz zaten.Sevgiler.

    • Hepimiz için zor günler. Anneniz yanınızda ve sağlıklı ya bu işte en önemlisi. Hastanelerde olup nefes alamamak … kimse yaşamasın. Umarım en kısa zamanda sağlıklı mutlu özgür günlerimize döneriz. Sevgiyle kalın

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz