Karahantepe, Taş Tepelerde Bir Tepe

0

Karahantepe’ye aşık oldum. Ben Karahantepe’ye aşık oldum. Aklım, ruhum Karahatepe’de kaldı. Oradan aldığım enerjiyle başka bir boyuta geçerek evime döndüğümü düşünüyorum. 2 Kadın Anadolu’da programımıza yeniden başlamak hem de Karahantepe ile başlamak bir tesadüf olamaz.

Göbeklitepe büyüklüğünde bir ören yeri olan Karahantepe’de 10.500 yıl önce konulduğu gibi duran “T”şeklinde dikmetaşları görünce sanki burayı kapatıp gidenler kısa bir süre sonra gelecekler gibi bir hisse kapılıyorsunuz. En önemlisi, Göbeklitepe gibi bu ören yeri üstünde herhangi bir geç dönem kültür tabakası bulunmamaktadır. Yani nasıl terk edildiyse öylece günümüze kadar gelmiş.

Milli Park sınırları içinde bulunan Karahantepe, 1997’de keşfedilmiş. İlk kazı çalışmalarına 2019’da başlanmış. Bize Karahantepe’yi gezdiren İsmail, arazi sahibi Mehmet Bey’in oğullarından biri. Mehmet Bey yıllar önce burayı araştırmak için gelen Bahattin Hoca’yı kovar, köyün sınırlarından içeri sokmaz. Bahattin Hoca bu duruma üzüleceğine sevinir ve “keşke beni kovduğun gibi gelen herkesi kovsan” der. Definecilerin maalesef gözündedir Karahatepe. Oysa burada herhangi bir metal olması mümkün değildir ve kazılırsa boşuna tarihi kalıntılara zarar verilecektir. Bir anlamda Bahattin Hoca Mehmet Bey’i bilinçlendirir ve 25 yıl boyunca burası Mehmet Bey tarafından hiçbir ücret alınmadan gönüllü olarak korunur. Helal olsun böyle insanlara.

Karahantepe’yi ziyaretçi kapısından girerek gezmeye başladık. Yürürken bile tüyleriniz diken diken oluyor çünkü taşların her birinin en az 5000 yıllık olduğunu düşününce basmaya çekiniyorsunuz. Üstelik T şeklindeki dikmetaşların hepsinin uçları yeryüzünde önünüzdeyken etkilenmemeniz mümkün değil. Devasa bir arazi, sessizlik, sadece dört kişiyiz ve hava hafif serin. Başınıza yüksek bir enerjiden dolayı bir ağrı giriyor olsa da başka bir dünyadan gibisiniz. Yerlerde kırıntı şeklinde gördüğünüz çakmaktaşlarını elinize aldığınızda geçmişle bir bağlantı kuruyorsunuz.

Bir kompleks şeklinde inşa edilmiş üç adet büyük yapı karşısında nutkunuz tutuluyor. İnsan başlı oda ve birbiriyle bağlantılı farklı odalar inşa edilmiş. İnsanların düğün, eğlence, dini ritüelleri gerçekleştirmesi için genel bir toplanma alanı burası. Her dikilitaşın arasında bir iki basamaklı oturma yerleri var. Oturup bir şeyler seyretmişler belli ki. Göbeklitepe’de daha çok hayvan kabartmalarını görürken Karahantepe’de insan figürleri ön planda. Bu  figürleri Şanlıurfa Müzesi’nde görebilirsiniz.

En önemli yapı olan büyük alandan ikinci alana bir oyuk ve üç dört basamakla inilerek geçiliyor. Büyük ve çekik gözlü, sakallı bir erkek başı ve karşısında on adet fallus şeklinde yapılmış dikilitaşları çok net görebiliyorsunuz. Tamamen ana karadan şekillendirilmiş ve dışarıdan işlenip buraya getirilmemiş dikilitaşlar bir yerden giriş ve farklı bir yerden çıkışı olan bir yapının içinde. Dolayısıyla burada bir sürecin tamamlandığı görülüyor yani giren kişiyle çıkan kişi artık aynı kişi değil. Şeklen değil ama ruhen bir değişime uğradığı düşünülebilir diyor arkeologlar. Tarihteki örnekleri göz önünde bulundurulduğu zaman ergenlikten geçiş ritüelinin yapıldığı bir alan olarak düşünülebilirmiş. Zemin ana kaya, belli bir seviyede sıvıyla dolduğu zaman karşı taraftan bir tahliye sistemi yapılmış, bu su büyük alandaki kuyuya akıyor. İnanılmaz bir yapı, inanılmaz kayalar, inanılmaz bir tarihi miras.

Peki Karahantepe adı nereden geliyor? Aslında Arapça bir kelime olan Keçli (Keltepe) imiş buranın adı. Bir yanında termal sularıyla meşhur büyük bir yerleşim yeri olan Karaali ile diğer yanında Uluhan Köyü’nün arasında kalan Karahantepe, Kara’yı Karaali’de Han’ı da Uluhan’dan almış ve olmuş Karahtepe. Defineciler tarafından çok aranan bir yer olduğu için ve Karahantepe diye köylüye sorduklarından “burası Keçli, biz bilmeyiz Karahantepe neresi” diyerek uzun yıllar korunmuş burası.

Göbeklitepe’den 200 ile 300 yıl daha yeni bir yerleşim yeri olmakla beraber henüz çok az yeri kazılmış durumda. Kazı çalışmaları Prof.Dr. Necmi Karul ve ekibi tarafından hala devam etmekte. Umarım çok iyi korunur ve kuruluştan kurtuluşa kadar olan Şanlıurfa hikayesinde güzel izler bırakır. Ben Karahantepe’den girerken başka bir ruhtum ama  Karahtepe’den çok daha başka bir ruh olarak çıktım…

Karahantepe gezi programını oluşturan Raya Turizm’e çok teşekkürler. Şanlıurfa’ya gelirseniz Karahantepe’yi mutlaka rotanıza alın.

Detaylı bilgilere @thelandofgreattransformation ve @karahantepeprojesi instagram hesaplarından ulaşabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz