Kutsal Şehir Varanasi

2

Hindistan’dan aklında kalan en özel yer neresi diye sorarsanız, hiç düşünmeden kutsal şehir Varanasi derim. 3000 yıllık geçmişi olan ve hala çok kalabalık nüfusun yaşadığı, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olan bu şehir sizi olumsuz olarak etkileyebilir ilk görüşte. Trafiği, kaosu, ineklerin pislikleri, kaldırımı olmayan caddeleri, sağır edecek kadar çok ve yüksek tonda korna sesleri, üzerinize gelen motosikletliler, nereye geldim diyebilirsiniz. Tüm bunların olumsuzluğunu hissetmeden, şehrin tarihini, yaşayan bir müze görüntüsünü, hayatın burada farklı aktığını, yirmi dört saat aralıksız süren ölü yakma (kremasyon) törenlerini, sabah Ganj Nehri kıyısında güneşi selamlamayı, akşam aartisini, geleneklerini, inançlarını doğru öğrenmek için Varanasi’yi mutlaka bir rehberle gezmenizi öneririm. Ben, Hindistan’ı Varanasi’de yaşamış ve doktora tezini de kremasyon üzerine yapmış Elif Çamlıkaya ile tanımayı tercih ettim, çok da iyi yaptığımı bu satırları yazarken daha iyi anlıyorum.

Ganj Nehri kıyısında yer alan Varanasi, bir diğer ismi Benares, Hindistan’ın en kutsal şehirlerinden biri. En önemli tanrılarından olan Shiva’nın evliliğini burada yaptığı ve yine bu şehirde yaşadığı için insanlar buraya günahlarından arınmak, hac ibadeti için geliyor. Geçmişte de dini festivalleri kutlamak için buraya gelen zenginler, soylular, maharajalar Ganj Nehri’ne daha rahat girebilmek için basamaklar yaptırmışlar. Bunlara “ghat” deniyor.

Varanasi’de yan yana sıralanmış 100’e yakın ghat var. Bunların en önemlilerinden biri de Ganj Nehri üzerinde tekne turlarının başladığı yer olan Dasaswameth Ghat. Brahma’nın 10 at kurban ettiği yer anlamına geliyor. Yine ölü yakma ghatlarının en ünlüsü Manikarnika Ghat da ona çok yakın. Özellikle zengin yaşlılar, hastalar, Varanasi’ye gelip otellerde kalıp ölümü bekliyorlar. Burada ölüp yakılmak ve küllerinin Ganj Nehri’ne atılması onlar için çok kıymetli.  Sokaklarda ve özellikle ghatlarda yatan çok sayıda evsiz, hasta, yaşlı, çıplak insan görüyorsunuz, bunlar da fakir olup kalacak yeri olmadığı için sokakta ölümü bekleyenler. Bir sonraki yazımda ölü yakma törenlerinden çok detaylı bahsedeceğim.

Delhi’den uçakla bir buçuk saatte Varanasi’ye geliyorsunuz. Şehirde trafik hakkında söyleyebileceğim tek şey, korkunç. Kaldırım ve caddeler birbirinden ayrılmıyor, motorlu taşıtlar her yandan üzerinize geliyor ve inekler her yerde. Dolayısıyla ilk başta şaşkın, korkak gezmeniz çok çok normal. Çok yüksek ses ve sıklıkta korna sesi var, bu da araçların kendilerini fark ettirmeleri için. Bazılarının arkasında “horn please” lütfen korna çalın yazıyor, çünkü arkayı tam görecek aynaları ya da iyi bir teçhizatları yok araçların. Hatta çoğu zaman korna çalmak iyi bir şey bu şehirde.

Varanasi’ye geldiğimiz gün Ekadashi bayramı idi. Tanrıların uyku döneminden çıktığı gün. Hem bu yüzden hem hac ibadeti yapanlar hem de bizim gibi tamamen turistik amaçla gezenlerden dolayı şehir çok ama çok kalabalıktı.  Ghatların olduğu yerin belli bir mesafesine kadar motorlu araç giremiyor, zaten şehirde otobüs ile gezmek de mümkün olmadığından, oto- rikşa adı verilen üç tekerlekli araçlar var ve onlarla belli bir bölgeye kadar gidiyorsunuz.

Akşam aarti törenini izlemek için bisikletli rikşaya binmek, şehir turu için inanılmaz bir fırsat oldu. Bir yandan rengarenk kıyafetli insanlar, sokak satıcıları,  çeşit çeşit ama ne olduğunu henüz bilemediğim yemekler, rengarenk küpe, bilezik, sepet satan esnaf, yaşayan, çok sesli, bir başka gezegende olduğunuzu hissettiren Varanasi.

Ganj Nehri’ne geldiğimizde, yıllardır beklediğim o anı yaşıyordum. Hafif puslu bir hava, iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık, ilahiler, çan sesleri, az sonra başlayacak olan dini tören – aarti- için yapılan hazırlıklar. O an her şeyden kopmuştum… İşte uzun zamandır hayalini kurduğum akşam.

Kutsal Şehir Varanasi’de Aaarti

İnsanların günü tamamlayıp Ganj Nehri tanrıçası Ganga’ya yaptıkları ibadet. Günü şükranla bitirmek, her şeyin yolunda gittiği için teşekkür etmek. Önce törenin başladığına dair çanlar çalıyor ve ilahiler söyleniyor. Sonrasında özel kıyafetler giymiş 7 tane genç Brahmi rahip bir platformun üzerinde durup 5 elementi (ateş, su, hava, toprak, boşluk) temsil eden objeleri (çan, tütsü, çiçek, deniz kabuğu gibi) dört ayrı yönde döndürüyorlar.

Aaarti töreninin sonunda meşaleler halkın arasında dolaştırılıyor ve herkes bu ateşe dokunmak için yarışıyor. Eskiden bu bireysel yapılan bir ibadetmiş ama 2004 yılından beri performans olarak yapılıyor. Ganj Nehri’ne dökülen bir miktar süt ile tören bitiyor. 365 gün her akşam 6 gibi başlayan töreni nehirden tekne ile izlemenizi tavsiye ederim.

Varanasi’de ikinci günümüzde güneşe ibadet ederek günü karşılamak için hava ağarmadan yola çıktık, saat 5’te. Herkes nehre doğru akın akın gidiyordu, şaşırmamak elde değil ama buranın kutsal hac merkezi olduğunu düşününce ve sabah Ganj Nehrinde suya girmenin onlar için önemini hatırlayınca az buçuk neyle karşılaşacağımı tahmin ediyordum.

Bizi bekleyen tekneye binip karanlıkta ufak ufak yol almaya başladık. Bu kez şehri baştan başa saran ghatlar ve şu an terkedilmiş vaziyette ya da gecekondu olarak kullanılan eskilerin o güneşe bakan şaşalı saraylarını izleyerek ilerliyorduk. İnsanlar yerlerini almış ufak ufak hazırlıklarını yapıyorlardı. Ganj’ın suyu çok kükürtlü olduğu için suda çamaşırlarını deterjansız yıkıyorlar, taşa vura vura. Sonra da ghatlarda kurutuyorlar.

Libasyon nedir?

Suyun enerjisini harekete geçirmek için Ganj’a girenler, ellerindeki kaplardan birbirlerine su dökenler, (suyu bir kaptan bir kaba dökmeye veya bir kaptan alıp tekrar suyun içine boşaltmaya libasyon deniyor ve su enerjisini harekete geçirdiğine inanılıyor), güneşi selamlayanlar, hepsini izlerken kendinizi ruhsal olarak bambaşka bir yerde hissediyorsunuz.

Diyalarımızı suya bırakıp dileklerimiz olsun diye dua ederek karaya çıktık. Su başka kara başka buralarda. Rehberimiz çok kirli demese de bana göre Ganj epey hatta epey epey kirli bana göre; küller, yıkananlar, kanalizasyon atıkları, yani Ganj Nehri’ne girilir mi diye soruyorsanız yazdım bu detayı sevgili okur.

Tekneden inip meydana doğru yürürken çok fazla Sadhu görüyorsunuz, yani ermiş. Tip olarak farklı, yüzleri boyalı bu kişiler doğal olarak ilginizi çekiyor. Bunlar tamamen turistik sadhular, yani işi ticarete dökenler, fotoğraf için sizden para isteyen, vermediğinizde arkanızdan size lanet okuyacak kadar ileri gidenler. Ona göre rupilerinizi hazır bulundurun. Gerçek sadhular turistin olduğu yerde bulunmazlarmış.

Varanasi’de Yok Olmak Üzere Olan Hafıza Tekniği

Varanasi deyince aklımda kalanlardan biri de  hafıza tekniği ile ipek dokuma. Hindistan dokumasındaki en eski teknik bu, 1000 yıldan beri nesilden nesle aktarılarak öğrenilen bu tekniği uygulayan sadece 10 aile kalmış koca ülkede. Deseni aklında tutan yani bilgisayar görevi gören bu adam, adı Harina.  Her şeyi gördüğünüz iplerle yönetiyor. 6000 adet iplik var ve çok karmaşık ve yavaş işleyen bir süreç.

1 günde en fazla 3 cm yapabiliyorlar. Aynı anda 25’ten fazla renk kullanabiliyorlar. Harina, sadece bu deseni biliyor başka desen bilmiyor ve hayatı bununla geçiyor 50 yıldan beri. Harina’nın yaptığı işi günümüzde artık bilgisayarlar yapıyor. Varanasi’ye giderseniz Indian Art Palace adlı mağaza içindeki bu atölyeyi görün ve bulunmaz Hint kumaşlarınızı seçip Tac Mahal için hazırlıklarınızı yapın. Eh zamanında Osmanlı saraylarının koltuk kumaşları, sultanların kızlarının çeyizlikleri boşuna buradan gelmemiş.  Bu arada alışveriş yaparken siz oturuyorsunuz. Eskiden olduğu gibi satıcılar bir platformun üzerinde ürünlerini açıyorlar ve müşteriler de onların karşısına sıralanmış koltuk, sandalye ya da banklarda oturarak alışveriş süreci devam ediyor.

Varanasi’de mutlaka beş yıldızlı otelde kalmanızı ve orada yemek yemenizi öneririm. Biz Taj Gateway adlı otelde konakladık. Baharatlara ve pişirme tekniklerine alışkın olmadığımızdan ayrıca hijyen anlayışımız da bünyelerimiz için farklı olduğundan eğer Varanasi’de kısa kalacaksanız bu hatırlatmalar işinize yarayacaktır.

Indian Art Place: S-8/110 Khajuri, MA Road, Varanasi

 

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz