Mansplaining Nedir, Başınıza Gelmiş Midir?

1

Bir kadın olarak aracınızı park ederken sokaktan geçen bir erkeğin durup size talimatlar yağdırmasına – sol yap, hafif kır, ya abla sol diyorum sol- üstelik bunu bıyık altından gülümseyerek yapmasına maruz kaldınız mı? Çok iyi bildiğiniz bir konuda şirket yönetimine sunum yaparken erkek meslektaşınız tarafından sözünüz kesildi mi, konuyu sizden daha iyi biliyor gibi sürekli özetlemesine şahit oldunuz mu? Üç günlük bir atölye çalışmasına katılıp eline katılımcı belgesi alan bir beyefendi kırk yıldır yaptığınız güveç hakkında size danışmanlık yapmaya kalktı mı? Bak şimdi güzel kadın iyi yazıyorsun ama biraz daha örneklemeleri arttırsan mı diyen adamın tek bir yerde yayımlanmış yazısının olmaması…

Tüm bunlar sizin de başınıza geldiyse, geliyorsa ortada tam bir “Mansplaining” var. Kelimeyi bilmeseniz ya da daha önce hiç duymasanız bile vakalar tandık değil mi? Sadece ülkemizde değil dünyada çok fazla sayıda kadının karşılaştığı bir tür psikolojik şiddet aslında bu.

Peki son zamanlarda çok popüler olan  mansplaining nedir? Man (erkek) ve explain (açıklamak) sözcüklerinin birleşimden oluşmuştur.  Bir erkeğin genellikle bilgi, içerik veya deneyim konularında karşısındaki bir kadına, bu konuda kendisinden daha fazla bilgi sahibi olup olmadığına bakmaksızın, üstten bakarak ve ona nazikçe açıklamada bulunmasıdır. Yani erkeğin, kadının konu hakkında yeterli bilgiye sahip olup olmadığını hiçe sayarak bilgi verme amacıyla yapılan açıklamalar. Aslında işin özü şu; kadın olarak senin zekan yetmez bak sana en basit şöyle anlatayım…

2008 yılında, yazar ve aktivist Rebecca Solnit’in, kadınları sessizliğe iten sosyal örüntüleri incelediği Men Explain Things to Me (Erkekler Bana Bir Şeyler Açıklıyor) adlı denemesi,  “mansplaining” teriminin oluşturulmasına ilham vermiştir. Mansplaining 2010 yılında New York Times tarafından “Yılın Sözleri”nden biri seçildi. American Dialect Society, 2012’de  “en yaratıcı” yeni kelime olarak seçti. 2014 yılında da “Oxford Dictionary” sözlüğüne eklendi.

Mansplaining genellikle cinsiyet eşitsizliği ve iletişimdeki güç dinamikleriyle ilişkilendirilir. Erkeklerin otoriteyi bırakmaması, bir erkeğin her zaman bir kadından daha fazla bilgiye sahip olması gibi güç gösterileri kadınları çoğu zaman sessizliğe ittiği gibi toplumda kadınların dikkate alınmaması ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de beraberinde getirmektedir. Ekranlarda sıkça izlediğimiz tartışma programlarında konu “kadın” olsa bile tek bir “kadın” konuşmacının olmadığına şahit oluyoruz çoğu zaman. Ya da erkekler tarafından sürekli sözü kesilen, alaycı beden dilleriyle ve gülümsemeleriyle ezilmeye çalışan kadınların sayısı hiç de az değil. Geçtiğimiz günlerde katıldığım çok büyük bir kadın gücü organizasyonunda Türkiye’nin en güçlü ve eski  bankalarından birinin CEO’su olan erkek konuşmacının bir kadından bahsederken ağzından “kadıncağız” kelimesinin çıkmasına engel olamaması da zihinsel paradigmalarımızın değişmesi için daha önümüzde çok yol olduğunu gösteriyor.

Kadınlar da erkeklere karşı önyargılı yaklaşıp erkeklerin bazı işleri tek başlarına beceremeyeceğini düşünürler. Erkeklere onların zaten bildikleri bir konuyu, üstü kapalı ya da açık bir şekilde anlatmak yani  Womansplaining. Bu da kadınların, erkeklerin bilgisine duyulan güvensizlik veya kadınların konularda sürekli ikinci sınıf muamele gördüğüne dair bir tepki olarak ortaya çıkabilir. Kadınların erkeklere yaptığı “womansplaining”’ erkeklerin sosyal rollerle kısıtlanmasına yol açar. Kadınlar tarafından erkeklerin ev işlerinde iyi olamayacağı, temizlik ve yemek yapamayacağı, çocuk bakamayacağı vurgusunun yapılması bu tür ayrımcılık örneklerindendir.

Geçtiğimiz günlerde bir kadın arkadaşım kızımla ilgili bana şöyle bir yorumda bulundu; gerçekten çok iyi bir okulda okuyor, aklı başında, geleceği çok parlak. Anne olarak senin de rolün var ama babasının yani bir erkeğin yönlendirdiği çok belli. Bir kadın olarak beni aşağı mı çekti, erkeklerin kadınlardan her zaman daha ileri görüşlü olduğunu mu ima etti tam anlayamadım ama cinsiyet eşitliği ve anlayış açısından daha bilinçli iletişim kurma, insanların birbirine eşit saygı gösterdiği, deneyimleri ve bilgiyi cinsiyete bağlamaktan kaçındığı bir iletişim ortamı ancak bizi hayal ettiğimiz yarınlara taşıyabilir.

1 Yorum

  1. Cok guzel bor konuya deginip, ne kadar sade ve anlasilir anlatmissin tebrikler. Maalesef hayatin icerisinde maaruz kaldigimiz bazen de isteyerek ya da istemeyerek yaptigimiz davranislar. Ellerine, yuregine, aklina saglik.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz