Minoa Pera’da Buluşalım

0

İyi ki İstanbul’da yaşıyorum dedirten o kadar çok mekan, etkinlik, mahalle, oluşum var ki, nesini seviyorsun, bize bi’ anlat diyenler bana yazsınlar. Elbette çok zor bir şehir olduğunu kabul ediyorum, kalabalığı, trafiği, insanların sabırsızlığı ve saygısızlığı beni de çileden çıkartabiliyor. Gel gelelim bu şehrin tarih kokan binalarını, koskoca bir imparatorluğun kalbinin zamanında burada attığını ve ülkenin şu anda da nabzını tutan bir şehir olduğunu kimse görmezden gelemez.

Aslında bu yazının amacı İstanbul güzellemesi yapmak değil, size şehrin kültür sanat hayatının merkezi Beyoğlu’nda açılan Minoa Pera’yı tanıtmak. Meşrutiyet Caddesi’nde Pera Palas Otel’in çaprazında, Beyoğlu Öğretmenevi’nin tam karşısında bulunan, bugüne kadar korunmuş göz alıcı mimarisi, yüksek girişi, demir merdivenleri, canlı bitkileri ve en önemlisi 60 binden fazla kitabın sunulduğu farklı alanlarıyla sizi büyüleyen bir mekan burası.

Fotoğraf: Akgün Akova

Minoa Pera, Pera Palas’ın ve Istanbul’da birçok önemli binanın mimarı Alexandre Vallaury imzasını taşıyan, 1896 yapımı Union Française binasında yer alıyor. Aslında 2014 yılında ilk olarak Beşiktaş Akaretler’de bağımsız bir kitabevi ve kafe olarak açılan Minoa’yı biliyorsanız ve hatta sonrasında açılan diğer şubelere de gitmişliğiniz varsa Minoa Pera’ya ismine bakmadan girseniz bile “burası Minoa, buraya Petek ve Nazım Tokuz çiftinin eli değmiş” dersiniz. Gerçekten de karı koca kitabı, sanatı, yaratıcılığı, mütevaziliği konuşturuyor.

Minoa Pera’yı benim için diğerlerinden farklı kılansa şu oldu; binadan içeri girdiğim andan itibaren geçmişte burada sanatçıların buluştuğunu, baloların düzenlendiğini, şık kıyafetli hanımların, beylerin vals yaptığını canlandırdım gözümde. Beyoğlu’nun o bana anlatılan ya da kitaplarda okuduğum sahnelerine gittim. Her şey eskide kaldı, eskiden güzelmiş hatta, artık Beyoğlu’na gidilmez diyenlerdenseniz çok keyifli anları kaçırmış olursunuz.

Minoa Pera içinde Cafe Vallaury’de kahvenizi yudumlarken kitabınızı okuyabiliyor, 60 kişi kapasiteli Minoa SAHNE’de izlediğiniz bir gösteri sonrası Jules Verne Bar’da arkadaşlarınızla sohbet edip üst katta, şehrin yeme – içme sahnesinde yeni bir lezzet noktası olacak LOKANTA’ya geçebiliyorsunuz.  Ayrıca, Minoa’nın ortak çalışma alanı Minoa Muse da burada hizmet veriyor. Ayrıca binanın 3 ve 4. katlarındaki galeriler de hem kitapseverler hem sanatseverler için güzel bir buluşma noktası olmuş. Erdil Yaşaroğlu’nun ikinci kişisel sergisi Transatlantik 30 Ocak’a kadar gezilebiliyor mesela.

Uygun bir zaman yaratıp gözlerinizi, kalbinizi, ruhunuzu Beyoğlu’nun bu eşsiz binasına yöneltin ve Minoa Pera’da vakit geçirin, yurt içi ya da yurt dışından gelen misafirlerinizi de göğsünüz kabararak gezdirin. Pişman olmayacaksınız.

Fotoğraf: Akgün Akova

Minoa Pera, Meşrutiyet Cad. No.99 Beyoğlu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz