Kırkından sonra fırsatını yakaladım ve Sosyoloji okumaya karar verdim. Hatta üçüncü sınıfa geçtim bu yıl. Şimdiki aklım o yaşlarımda olsaydı üniversitede kesinlikle Sosyoloji okur üzerine de Antropoloji mastırı yapardım. Neyse ki ikinci bir şans yakaladım ve bunu değerlendirebildim. Sosyoloji okumaya başladığım ilk iki yıl fazlasıyla felsefe dersleri olunca şaşırmadım değil, hatta bir hayli de sıkıldım. Şöyle ki bazı hocalar felsefe dersini çok keyifli, günlük hayata uygulanır halde anlatırken kimisi gerçekten insanın ruhunu karartıyor. Bu arada derslere gitmiyorum, yürürken, araba kullanırken, bir kafede otururken dinliyorum. Çok güzel kayıtlar yapmışlar, karşınızda bir akademisyen oturuyor gibi dinliyorsunuz, tabii monolog şeklinde. Sözü fazla uzatmayayım, felsefeye çok uzak olan ben bazı dersleri öyle sevdim ki, niye insanlar felsefeden kaçar, sıkıcı gelir, keyif almazlar diye düşünürken youtube’da Rhino TV’de Dr.Gözde Mocan’ın videolarıyla karşılaştım. Kendisi, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde felsefe dersleri veren bir doktora öğretim üyesi. Videolarını izlerken çok şey öğrendiğim Mocan beni kırmadı ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. İşte sohbetin detayları, sizin de sorularınız olursa ya da felsefeyi keyifli bir şekilde hayatınıza sokmak isterseniz Rhino Tv’ye abone olmanız yeterli.
Felsefe ile ilgili bir kanal açmak nereden aklınıza geldi?
Neden daha fazla insan felsefeyle ilişki kurmasın diye eşim Can Mocan başta olmak üzere yakın çevrem ve öğrencilerim çok teşvik ettiler. Felsefe hep akademik düzlemde kalıyor oysa felsefeyle ilgilenen akademik olmayan insanlar da var. Biraz daha onlara ulaşmak ve bu kanal sayesinde insanların yalın bir dille felsefe hakkında bilgi edinmeleri ve bundan keyif almaları en büyük amacım.
Ünlü Fransız düşünür Gilles Deleuze’un da dediği gibi felsefe kavram yaratmak etkinliğidir. Her şeyi tartışır; insanı, doğayı, masayı, kitabı… Felsefede bir cevap yoktur. Sorular vardır, adalet nedir, insan nedir, masa nedir…
İnsanlar neden felsefeye uzak durur, hatta biraz sıkıcı, sorgulayıcı konuşanlara olumsuz anlamda “felsefe yapma” denir ?
Çünkü felsefe hep sıkıcı bir şekilde anlatılıyor. Felsefenin bir terminolojisi var ve bunu anlatan kişiler o terminolojinin dışına çıkmak istemiyorlar, çıkarlarsa boş konuşuyor gibi hissediyorlar kendilerini. İnsanlar da o terminolojiyi bilmiyorsa felsefenin içine giremiyorlar ve sıkıcı geliyor. Oysa felsefe ve günlük hayat ilişkisini kurmak gerekiyor yani felsefeyi hayata uyarlamak. Örneğin öğrencilerime şu soruyu sorarım hep; metrobüste yer veriyor musunuz? Yüzde doksanı evet veriyorum der. Yorgunsam vermiyorum, yaşlıysa veriyorum da yanıtlar arasında. Sadece yaşlıya, ihtiyacı olana yer veriyorum diyene şunu da soruyorum; ya arkadaşlarıyla pastanede buluşmaya gidiyorsa, yorgun değilse ya da çok genç görünüp kanser hastalığından dolayı çok yorgunsa? İşte tüm bunlar Platon’un görünenler, görünmeyenler, idealar kavramları üzerinden bile anlatılabilir. Platon’un Görünenler ve Gerçekler konusundaki ayrımını bu şekilde anlatıyorum. O zaman felsefe sıkıcı gelmiyor günlük hayatla ilgisi daha kolay kurulmuş oluyor.
Ben Sosyoloji üçüncü sınıf öğrencisiyim ve bu yıla kadar hep ağırlıklı felsefe dersi gördük. Felsefe ile Sosyoloji ilişkisi nedir?
Sosyoloji toplum bilimidir. Felsefe ise toplum nedir sorusunu sorar. Felsefenin olgusal karşılığını sosyoloji veriyor. Sosyoloji felsefeden farklı olarak bir yöntem ortaya koyuyor. Felsefe tam tersi, yöntemi de eleştiriyor. Sosyoloji yokken felsefe vardı, o yüzden derslerde felsefe okutuluyor.
Felsefeye ilgi duyan biri nasıl, nerden başlamalı?
Tarihsel başlamak lazım. Ortasından başlarsanız, çok fazla terminoloji olduğundan sıkılırsınız. Felsefe biraz sabır işi. Nigel Warburton-Felsefeye Giriş, aynı yazarın Felsefenin Kısa Tarihi, Platon-Sokrates’in Savunması ve Platon’un Kriton kitabı ilk önerilerim olabilir.
Düşündüm de aslında çocuklar felsefeye ne kadar yatkınlar değil mi? Her şeyi sorgularlar.
Çocuklara bu masa dersiniz, niye der, her şeyi sorar. Bu aslında Ortaçağ’da tümeller tartışması; ben buna niye masa diyorum. Çocuk onu yapıyor ama yetişkin tamamen eğitimsizlikten çocuğun öğrenme hevesini, potansiyelini verdiği yanıtlarla yok ediyor. Masa işte! Saçma sorular sorma! Gibi yanıtlarla…Çocuklarla Felsefe adında bir oluşumuz olacak çok yakında.
Sizin videoları izleyenler ne öğrenecek peki?
Felsefe tarihinin A,B,C’sini öğrenebilirler. Felsefe – edebiyat ve felsefe – sanat ilişkisi, toplumsal cinsiyet – felsefe ilişkisi, feminist kuramlar gibi güncel konularda çalışmalar yapacağız, bunlardan kazanımlar sağlayabilirler.
Alkışlamaktan başka bir de emeğinize, düşüncenize sağlık demek istiyorum. Pandemiden bir şeyler çıkararak ilerlemek ve topluma fayda sunmak bu olsa gerek. Felsefe severlerimiz çok olsun.
Felsefe (düşünme ,inceleme,araştırma)insanca davranış bence bende üyeolmak istiyorum
Sorular ve cevaplar cok aciklayici ve akilci olmus tebrikler.