Ramak kala kutusu. Siz de benim gibi ilk defa duyan, görenlerden misiniz? Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğimiz bir okulun koridorunda gördüm bu kutuyu. Şikayet kutusu, öneri kutusu çok aşina olduğum şeylerdi ama ramak kala kutusu ile ilk defa karşılaşmıştım. Çok ilgimi çekti ve araştırdım. Nedir bu ramak kutusu derseniz, iş güvenliği konusunda, kaza oluşmadan önce, çalışanların gördüğü riskleri bildirmelerini sağlayan kutu demekmiş. Örneğin iş yerinde ıslak zemine basıp kayarak düşmek, kablolara takılıp düşmek birer iş kazasıdır. Ancak ıslak zemine basıp “az kalsın düşüyordum” ya da “düşmekten kıl payı kurtuldum” deniyorsa yaşanan bir “ramak kala” olayıdır.
Ramak kala kutusu çok düşündürdü beni, hayatımdaki ramak kala olaylarını, ramak kala ilişkilerimi, ramak kala tecrübelerimi gözden geçirdim bir süre. Ülkemiz geldi gözümün önüne, tam da ramak kala kutusunu dolduracak önlemler alabileceğimiz bir dönemdeyken bir seçim yapacağız kısa zaman sonra. Az kalsın çökecektik, az kalsın ülke elden gidiyordu, neredeyse bitmiştik, geleceğimizi yok etmekten son anda kurtulduk diyebilmek için ramak kutusuna koyduklarımızı hayata geçirmek gerek.
Ya hayatımız… Başımıza gelen kötü olaylar, karşılaştığımız kötü insanlar, bile isteye kendimizi sürüklediğimiz fırtınalar, hiç de hak etmediğimiz davranışlar. Aslında ramak kutularımızda,
“bak bu kişi sana iyi gelmiyor, önlemini al”,
“sınırlarını koyamadığın için sonunda hep sen üzülüyorsun, kırmızı çizgilerini çiz”,
“sevmediğin bir işi yapmak sana zarar veriyor, kararlı ol”
bunları biriktirsek
“istemediğim kişilerle görüşmediğim için huzurluyum”,
“hayır diyebildiğim için rahatım”,
“sevdiğim işi yapıyorum, bu benim seçimim”
Diyerek ruhsal ve fiziksel kazaları önleyebileceğiz.
İş yeri kazaları bazen hafif yaralanma, kanama, kırık, çıkıkla bazen de hiç istenmediği halde ölümle sonuçlanır. Peki hayatımızdaki kazalar? Bazen kırıkla, kalp kırıklığı, gönül kırgınlığı, göz yaşı ile geçer gider. Eskisi gibi sevememe, eskisi gibi aşık olamama, eskisi gibi hayattan keyif alamama. Bazen de ölümle sonuçlanır. Ölüm sadece kalbin durması demek değildir. Toplumdan kendini soyutlama, içe dönme, kimseyle görüşmeme, tek başına yaşama…Bunlar da birer ölüm değil mi? Ha siz ölüm kalbin durmasıdır diyorsanız, intihar…Hayatta önlem alınmamış kazaların bir sonucudur intihar. Konuşamama, karşında seni anlayanı bulamama, içine atma, yaralanma, kırılma, incinme sonucu izole hayat yaşama ve sonunda ölüm…
İş yeri kazalarıyla hayat kazalarının arasında hiçbir fark yok. Hatta hayattaki kazalar sonucu ölen ya da yaralanan sayısı iş yerindekilerden kat be kat fazla bana göre. Ölmemek, yaralanmamak ya da bunlara sebebiyet vermemek için ramak kala kutunuzu gözden geçirmenizi tavsiye ederim. İçinde neler var, nelere ramak kaldı, önlemleri alıyor musunuz?
Sahi sizin ramak kutunuzda neler var?