Şu günlerde kimle iki çift laf etsek konu dönüp dolaşıp devlete, hükümete geliyor. Kimi seviyor, kimi sevmiyor, kimi bazı politikalardan dertli kimi kafa yapısına takılıyor ama herkes eleştiriyor. Seçimlerden adaletsizliğe, hırsızlıktan ses kaydına, rüşvetten plansızlığa kadar. Peki ya kendi yaptıklarımız?
Hükümetin herhangi bir kademesinde görevli değilim öyle bir misyonum ya da vizyonum da yok ama pek çok minik hükümetin bir parçasıyım. Aile, oturduğumuz apartman, Sapancada’daki sitemiz, geniş ailem, arkadaşlarımla ilişkilerim…Kimisinde başkan kimisinde üye kimisinde vatandaş rolündeyim ve rollerimi doğru bir şekilde elimden geldiği şekilde ifa etmeye çalışıyorum.
Son altı aydır yazlık sitemizde bir yönetim sıkıntısı söz konusu. Yönetici değişikliği olacak ve aday çıkmıyor. Bunun sebebi de sitede yaşayan ve her zaman huzursuzluk çıkaran ve bunu da mahkemeye taşıyan bir hane. Kimse onlarla muhatap olmamak için yönetici olmak istemiyor ve eski yönetici de görev süresi bittiği halde görevi devredemiyor. Sorduğunuzda herkes şikayetçi ama kimse toplantılara katılmıyor.
Sorun çıkaran ailenin açtığı davalar reddedildi ve şu an hiç bir sorun kalmadı bununla birlikte yeterli çoğunluk sağlanamadığından yine yönetici seçilemedi. Katılanların dışarıdan profesyonel yönetici seçimi kararına itiraz edenler kim? Toplantıya katılmayanlar. Dışarıdan ahkam kesenler kim? Toplantıya katılmayanlar. Her şey yolunda gitsin ama ben hiçbir şeye katılmayayım demenin Türkçesi oluyor bence.
Şimdi bu durum size Türkiye’deki siyasi yönetim şeklinin küçük bir modelini hatırlatmıyor mu? Oy kullanmayan, oy zamanı tatile giden, hiç bir yerde hiç bir görev almayan ama iş konuşmaya gelince ülkeyi kurtaran insanlar topluluğu. Devleti eleştiriyoruz ama her yer devletin bir yansıması. Kaç toplantıdır oy kullanmaya gelmiyorsan, gelmeyip yerine bir mail atarak vekil bile tayin etmiyorsan, gel(e)meyeceğini haber bile vermiyorsan şikayet etmeye de hakkın yoktur arkadaş.
Toplu yaşayacaksak, aynı hizmeti alacaksak, aynı imkanlardan yararlanacaksak aynı düzeyde fedakarlık gerekir diye düşünüyorum. Bunun hırsızlıktan farkı yok, sen de ZAMAN HIRSIZISIN arkadaş. Benim zamanımı, kararımı, çabamı çalıyorsun. Ha bir de sen daha yirmi hanelik bir siteyi yönetemiyorsan devleti yönetmek için verdiğin akıllar tırışkadan teyyare…
bravo, çok güzel … ama bunlara tükürsen bereketli yağmur :(
Ne kadar doğru ve yerinde bir yazı. Ben sırf bu yüzden oturduğum siteden taşınıp, tek bir apartmana yerleştim. Aynı şeyler bizde de söz konusuydu ve sağlığım mı evim mi diyerek taşındım. Biz millet olarak çok konuşup az iş yapıyoruz ve aramızda örgütlenip işi doğru yöne götürmekte de son derece başarısısız. Eğitimle halledeceğiz inşallah.:)