Phuket’te Yaşam

Phuket tatili deyince akla ne gelir diye sorsam herkesin yanıtı turkuaz rengi deniz, pudra rengi kumsallar, palmiyeler ve gece hayatı olur herhalde.  Hepsini yazacağım; mercan adaları, balık Nemo ve arkadaşları ile yüzme, ruhunuza da gözünüze gönlünüze de güzel gelen manzaralar, dünyanın en meşhur dalış merkezleri, filmlere sahne olmuş adalar ve tropik iklim, fakat bu ilk bölümde biraz daha yaşamdan, günlük hayattan, kültürden bahsetmek istiyorum.

Ocak ayında THY direkt uçuşu ile gittiğimiz Phuket, Tayland’ın güneyinde, Andaman Denizi kıyısında ana karaya ufak bir köprü ile bağlı tropik bir turizm adası. 350 bin nüfuslu şehir eskiden küçük bir madenci kasabası imiş. Hala elmas dışında değerli maden çıkıyor ve Türkiye dahil pek çok ülkeye ihraç ediyorlar. Şu anda özellikle ılıman iklimi, masmavi denizi ve bakir adaları, bembeyaz kumsalları, hareketli gece hayatı ile en çok tercih edilen turistik yerlerden. Kilometrelerce uzunlukta sahillere sahip Phuket’te hem gece hayatını yaşamak hem de gündüz deniz ve şehir hayatından faydalanmak istiyorsanız bizim de kaldığımız Patong bölgesini size öneririm. 2.5 kilometrelik Patong plajında ister kendi hasır sergilerinize uzanıp güneşlenebilir, isterseniz de 100 Baht’a kiralayacağınız şemsiye ve şezlonglardan yararlanabilirsiniz. Tayland para birimi Baht ve bizim paramızın beşte biri kadar. Yani 100 Baht 20 Türk lirasına tekabül ediyor. Plajda güneşlenirken aynı zamanda hareketli anlar da yaşayabiliyorsunuz, aloavera bitkisi ile size cilt bakımı yapmak isteyen kadınlar, hindistan cevizi, meyve satan ablalar abiler, gözlük, saat, elbise, deniz ayakkabısı, ne ararsanız bulabileceğiniz sahilde, parasailing görüntüleri de oldukça renkli.

Kasım – Nisan Phuket’in en güzel zamanları mevsim olarak, bu yüzden de pahalı sezon diye geçiyor.  Sakin bir tatil arayışı içindeyseniz Karon bölgesini tercih edebilirsiniz. Yağış çok nadir oluyormuş ki biz 8 gün kaldık hiç yağmura rastlamadık. Yağmur dediğime bakmayın, muson yağmurları bu, bardaktan boşalır gibi yağıp bir anda güneş açıyor ve hiç yağmamış gibi oluyor hava. Bizim kaldığımız süre boyunca hava gündüzleri hep 32 derece civarındaydı fakat nem çok fazla. Akşamları en fazla 25 derece oldu ki zaman zaman estiğinde limonata gibi oluyordu.

Kaldığımız Baan Laimai Otel Patong sahilde olduğu için her yere yürüme mesafesindeydi. Genelde araç tercih etmesek de ulaşım tuk tuk adı verilen yanları açık küçük minibüs benzeri araçlarla sağlanıyor. Hindistan’dan aşina olduğum bu araçların en çok püfür püfür esen yanını seviyorum. Gelmeden önce mutlaka pazarlık yapın demişlerdi ama çok da açık değil şoförler pazarlığa. Genelde hepsi aynı fiyatları veriyor, fazla zorlamamak gerek.

Bugüne kadar gerek turist olarak gittiğim ülkelerde gerekse bir dönem yaşadığım Kanada’da hiç görmediğim ve bana çok tuhaf gelen bir kuralı sizlerle paylaşmak istiyorum sevgili okur. Ne kadar paranız olursa olsun, eğitiminiz çok iyi olsun eğer bir Thai vatandaşı değilseniz iş kuramıyorsunuz. Ancak yüzde 51 hisse bir Thai kişisine ait olursa siz de ortak olabiliyorsunuz ama…. Paraya dokunamazsınız, patron koltuğunda ya da masanın arkasında oturamazsınız, tezgah arkasına geçemezsiniz, sipariş alamazsınız, yemek yapamazsınız. Örneğin bir turizm şirketi kurdunuz, iki yıl çalışma izniniz var, vizeniz dahil her şey tamam hiç önemli değil. Mutlaka yüzde 51 hisse Thai’li ortağınızın olacak ve siz hiçbir şekilde paraya dokunamayacaksınız. Ne ilginç değil mi? Thai vatandaşı da olamıyorsunuz bu ülkede. Yani Taylandlılar epey milliyetçi.

Phuket’te ne yenir derseniz seçenek çok. Korkmayın aç kalmazsınız çünkü her şey var. Pizzadan hamburgere, makarnadan çorbaya kadar dünya mutfağından her çeşidi bulabilirsiniz. Deniz mahsülleri seviyorsanız o zaman dünyanın en şahane yerindesiniz. Aklınıza gelen her tür balık, böcek, karides, ıstakoz, midye, istiridye cenneti. Taze, ucuz ve oldukça büyük porsiyonlar.

Thai yemekleri  sevenlere zaten diyecek sözüm yok. Özellikle sokak lezzetlerinin çok daha güvenilir olduğunu söylüyorlar çünkü çok daha taze ürün satıyorlarmış. Kendiniz seçip pişirtiyorsunuz. Yağları aynen restoranlarda olduğu gibi sürekli denetleniyormuş. Bu yüzden de herkes dışarıda güvenle yemek yiyor. Akşam pazarları çok meşhur ve bu pazarların yiyecek bölümleri hem çok renkli, eğlenceli ve Tayland kültürünü canlı canlı yaşamak için ideal. İki akşam deniz mahsülleri yediğimiz Banzaan Market Phuket’in en güzellerinden. Özellikle meyveler çok değişik, hayatınızda görmediğiniz, tropikal iklime ait pek çok renkli meyveyi bir arada bulabilirsiniz. Uçakta kabinine almak için delikli sepetler hazırlamışlar, dileyen sevdiklerine güzel bir hediye olarak götürebilir.  Bir diğer gittiğimiz akşam pazarı da Naka Market oldu. Burada da yiyecek bölümü fena değildi ama kıyafet ve hediyelik eşya reyonları gerçekten çok uygun ve çeşitliydi. Naka Market sadece Cumartesi ve Pazar akşamları 22:00 ‘ye kadar açık.  Phuket’e gittiğinizde mutlaka bir akşam pazarını ziyaret edin, değişik yemekleri tadın, sokak lezzetlerinin keyfine varırken o gece şansınıza denk gelen bir müzik ya da dans gösterisini izleyin, pişman olmayacaksınız.

Phuket’te kalacaksanız ve araç kiralamak istiyorsanız dikkat çünkü trafik soldan akıyor. İlk etapta biraz zorlanabilirsiniz. Motosiklet günlük hayatın vazgeçilmezi ve Hindistan kadar olmasa da çok fazla sayıda motosiklet kullanıcısı var. Bisiklet binmeyi öğrenmeden motosiklet kullanmayı öğrenirmiş Tayland’da çocuklar. Araba gibi motor kiralamak da çok kolay ama ehliyetsiz motosiklet kullanırsanız 500 Baht ceza ödüyorsunuz. Günlük 250 Baht’a motosiklet kiralandığını düşünürsek epey yüksek bir rakam. Bu arada 21 yıldır ülkede enflasyon yokmuş.

Gelelim gece hayatına. Vallahi ben meşhur Bangla Caddesi’nde yürümek ve Simon Show’a gitmek dışında bir gece hayatına tanıklık etmedim ama yürüyüş bile yetti diyebilirim. Bir kere müzik en yüksek tonda, her yerde ve çılgınca. Barlarda direk dansı yapan kızlar, Pingpong Show denilen kadınların cinsel organlarından pinpon topu dahil değişik nesneleri çıkartarak şov yaptıkları kulüplere davet eden çekici kadınlar, yol boyunca dans eden insanlar, neon ışıklarını gözünüze soka soka sizi çağıran kulüpler, hepsi bir arada.  Dünyayı gezen biri olarak bu kadar hareketli ve çok sayıda gece kulübü, barın yer aldığı bir caddeye denk geldiğimi hatırlamıyorum. Bir yandan ilgi ve merakla izlerken diğer yandan insan ticaretinin içler acısı durumu da beni derinden etkiledi. 600 metrelik bu cadde dünyanın en çok hikayeyi barındıran yerlerinden bana göre.

Phuket’te yapmadan dönmeyin dediğim ilk şey masaj olacak. Ne yapın edin vakit ayırın ve masaj yaptırın. Gerçekten bu konuda çok başarılılar. Bir kez tüm vücut bir kez de sadece ayak ve bacak masajı yaptırmaya vaktim oldu. Her ikisinde de tamamen tüm ağrılarımdan, stresimden arındım. Otellerde genelde çok pahalı oluyor ama sokaklarda sıra sıra dizili olanlar da bana hijyen açısından çok güvenli gelmedi. Biz Jungceylon adlı alışveriş merkezi içindekini denedik ve çok da memnun kaldık.

Yine buranın kültürüne ait bir kavram da Ladyboy yani travesti diye bilinen kişiler. Tamamen kadın gibi görünen erkekler. “Tayland anaerkil bir toplum, erkekler çok fazla çalışmıyor, tembeller” dedi rehberimiz.   Hatta aileler oğulları olduğunda, yaşlılığımızda bize bakmaz bu çocuk diye üzülüyor ve oğullarını kız gibi yetiştiriyorlarmış. Ladyboy olmanın sebeplerinden biri bu gösterilirken bazı meyvelerde östrojen hormonu olması da bir etkenmiş. Ladyboylara çok saygı gösteriliyor, istedikleri yerlerde çalışabiliyorlar. Tayland’da aynı cinsin birbiriyle evlenmesinin yasal olması da ülkede cinsiyet ayrımcılığına gösterilen yaklaşımı açıkça sergiliyor. Ladyboylar nasıl bu kadar güzeller ve fitler ben hala oraya takılı kaldım.

Phuket vize istemediğinden, hem kültür, hem deniz, hem gece hayatı arayanlara sonsuz seçenek sunduğundan, kış aylarında yazı yaşattığından, sakinlik ve hareketliliği bir arada verebildiğinden dolayı seyahat planlarınıza rahatlıkla dahil edebileceğiniz bir rota. Türkiye’den direkt uçuşla gidiş 9 saat sürüyor, dönüş ise 11 saat. Elektrik birimi Türkiye ile aynı olduğundan elektronik cihazlarınızı rahatlıkla kullanabiliyorsunuz adaptöre gerek kalmadan. Yanınıza ishal ve mide bulantısı ilacı, sivrisinek ısırmasına karşı merhem almayı unutmayın.

Biz arkadaşlarımızla herhangi bir tura dahil olmadan gittik ve orada C Plus Andaman Travel sahibi Can Çağlar Yılmaz ile çalıştık. Çağlar 4 yıldır Phuket’te yaşayan bir Türk genci. Havalimanından otele transferimiz, günlük tur programları ve adalara gidişimiz, her tür sorularımıza yanıtlar dahil Çağlar’ın güler yüzü, Türk misafirperverliği ve hizmet kalitesi anlayışı, bir Türk olarak bizi bizden daha iyi anlaması takdire şayandı doğrusu. Sadece uçak ve otelimizi çok önceden ayarlamıştık geri kalan her şey için Çağlar’dan destek aldık. Hem daha ekonomik hem de daha nokta atışı oldu. Gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Çağlar’ın ailesi Aytaç Abla ve Bülent Ağabey de neredeyse fahri elçi olmuşlar iki ülke arasında. Gelen misafirler için onlar da ne yapacaklarını şaşırıyorlar, her yeri iyi bildikleri için sizi çok güvende hissettiriyorlar memleketten binlerce kilometre uzakta olan bu diyarda.

Son olarak Taylandlıların benimsediği felsefe ile Phuket gezi yazımın ilk bölümünü bitiriyorum sevgili okur, bir sonraki Phuket yazımı okumayı unutma.

Geçmişte Yaşama

Geleceğe Kaygılanma

Günü ve An’ı yaşa