Baby Shower Partileri

Birkaç yıldır davetli olarak boşuna gitmemişim Baby Shower partilerine. Baby Shower oyunları nelerdir, baby showerda ne ikram edilir, baby shower malzemeleri nerede satılır… Tüm bu öğrendiklerimi hiç uygulayamayacağım sanırken kız kardeşim ikinci kez hamile oldu ve bana da gün doğdu. Şimdi anneanneler gibi konuşacağım ama benim hamileliğim zamanında böyle bir parti yoktu ya da ben duymamıştım. Duysaydım adından dolayı da gıcık olurdum, özenti bu derdim o ayrı.

Baby Shower Amerika’dan hayatımıza girmiş ya da yavaş yavaş giren bir gelenek oluyor gibi. Anne adayını hediye yağmuruna tutmak ya da shower kelimesinin anlamı olan duş almayı çevirirsek, bereket, mutluluk, bolluk duşu gibi bir şey. Aslında Amerika’da bu parti bebeğin ihtiyaçlarını doğmadan karşılamak için yapılıyor ve anne adayı ihtiyaç listesini oluşturup kişilere dağıtıyor. Ayol bizde hediye listesi hazırlayıp yollasan çocuk evlenirken bile yüzüne vururlar, senin anan bizden şunu istedi diye. Yok ya biz öyle istemekten utanırız. Sanırım bazı bebek mağazaları artık liste yapıp isteyenlere bu listeden alışveriş yapma şansı oluşturmuş.

Anne adayının güzel bir gün geçirmesi için hazırlanan parti aynı zamanda hem yeni gelen bebeğin ihtiyaçlarının karşılanması hem de abi ya da ablası varsa onun için de hediyelenme günü oluyor aslında biraz.

Dediğim gibi Duru doğduğu yıllarda biz mevlid, diş buğdayı, lohusa şerbeti gibi adetleri biliyorduk ve geleneksel yapımdan dolayı hepsini de yaptık.

Son zamanlarda hamile arkadaşlarımın bebeğe hazırlık – Blogcuanne’nin verdiği isim – partilerine gittiğimde anne adayının arkadaşlarıyla beraber olmasından, o gün onun için özel bir şeyler yapılmış olmasından çok mutlu olduğunu görünce, ikinci kez anne olmaya hazırlanan kız kardeşime de böyle bir parti yapmaya karar verdim. Zaten bu parti anne adayının en yakın arkadaşları ya da ablası tarafından sürpriz olarak organize edilirmiş.

Bebeğe hazırlık partisine karar vermek kolay da, nerede olacak, kimler çağrılacak, ne ikram edilecek, ne hediye verilecek, tema ne olacak, hangi gün olacak, süslemeler nereden alınacak, hangi oyunlar oynanacak  gibi pek çok sorunun yanıtını vermek gerekiyordu. Sürpriz olması çok mümkün olmadı bizde çünkü kardeşim çalıştığından hafta sonu boş olduğu bir zamanda yapmalıydık ve onun iş arkadaşlarını da çağırmak isteyeceği kesindi. Bu da arkadaşlarının mail adreslerini ondan almak demekti.

Önce nerede yapılacağına karar verdim: Bizim ev. Evden daha rahat bir yer olamazdı bence. Evet biraz dağılacak, her şey havaya kalkacak ama o bir kadar da sıcak buluşma olacak diye düşündüm. Amaç kardeşimin mutlu olması rahat olması değil mi, o zaman evden iyisi olmaz. Daha sonra tarihe karar verdik. Yaklaşık bir ay önce karar verilmesi iyi oluyor ancak organize oluyorsunuz eğer benim gibi bir organizasyon şirketiyle çalışmayıp her şeyi kendiniz yapacaksanız. Tarih ve çağrılacak kişi sayısına karar verdikten sonra bir tema belirlemek gerekiyordu. Pasta, kurabiye, davetiyelerde bu temayı kullanmak güzel oluyor. Bu konuda profesyonel olarak çalışan canım arkadaşım Gülderen – Peri Şekeri–   beni kırmadı ve iki çocuğunun ve işinin gücünün arasında harika bir tema hazırladı. Kız olsun pembe olsun dedim ve ne kadar pastel renk ve kelebek, çiçek varsa Gülderen’e kullandırdım. İlk olarak davetiyeyi hazırladık ve misafirlerimize gönderdik. Onlardan gelen yanıtlara göre tahmini kişi sayımız belli oldu.

Ailemiz kalabalık olduğundan yemek kısmını onlar halletmek istedi ve kim ne yapacak buna karar verdik. Pasta, kurabiye ve çikolata kaplı keklerimizi iki kadın girişimcinin kurduğu Ay-Sa Pasta’ya sipariş ettik annemle. Temamız kelebek olduğundan pasta ve kurabiyelerde bu temayı kullanmalarını istedik ve modelleri beraber seçtik. Ay-Sa Pasta’yı başka bir yazımda uzun uzun yazacağım çünkü özel olarak anlatılmayı hak ediyorlar.

 

 

 

 

 

 

Davetliler tamam, pasta tamam, davetiye tamam, ikramlar tamam. Oyunlar? Evet evet parti sırasında oynanacak pek çok oyun var eğer biraz internette araştırma yaparsanız. Ben dört tane oyun seçtim. İlk olarak konuklar Aslı’nın göbeğinin kaç cm olduğunu tahmin ettiler.

Seçtiğim bir diğer oyun Aslı’ya ait sorulardı. Hamileliğinde en çok neye aşerdi, hangi yemekten nefret etti, kaç kilo başladı hamileliğine, hamile olduğunu öğrendikten sonra ilk nereye seyahat etti gibi. Bunları daha önceden kağıtlara yazıp çoğalttım ve konuklara dağıttım. Bir diğer oyun; dört tane bebek mamasının etiketlerini çıkarıp annelere tattırıyorsunuz. En çok doğru tahmin eden birinci oluyor. Bunun gibi daha pek çok oyun var ve çok da eğlenceli oluyor. Kazananlara çam sakızı çoban armağanı verince rekabet de artıyor ve neşeli anlar yaşanıyor.

 

Sıra masamızı nasıl süsleyeceğiz, evi nasıl dekore edeceğiz, gelenlere günün hatırası olarak ne gibi minik armağanlar vereceğiz bunlardaydı. Dedim ya bugüne kadar gittiğim partilerden gözüme kestirdiğim modelleri tek tek uygulama zamanıydı. Tahtakale ve Euro Flora’dan aldığım malzemelerle bir takım süslemeler yaptım.

Boş şişeler alıp, içine pembe kolonya doldurup üzerine Gülderen’in hazırladığı tasarımın stickerlardan yapıştırıp, dantel ve uğur böceğiyle süsledim. Bizim kız bebeğimiz geldiğinden pembe ojelere yine sticker yapıştırdım. Bunlar masa üzerinde çok güzel duruyor.

Pembe kapaklı su şişelerinin etiketlerini çıkarıp yerine kelebek tasarımları yapıştırmak da hoş fikir.

Pembe ve tonları olan çikolatalı badem şekeri, pembe lolipoplar şekersiz hayat diyenleri kızdırabilir ama çok hoş oldu doğrusu, bir günden bir şey olmaz.

Tüm bunları akşamları yavaş yavaş hazırladım. Her akşam ayrı bir parçayı tamamladım. Bu arada Kutu Kutu Parti‘nin kurucusu Handem çok yakın arkadaşım. Blogumun onuncu yıl kutlamasının organizasyonu da ona aitti. Handem elinde parti süslemesine ait ne kadar pembe malzeme varsa hepsini bana verdi. Hatta son ana kadar telefonla uzaktan koçluk yaptı bana. Devletşah’ın hakkı ödenmez, onun bebeğe hazırlık partisinde herkesin kot pantolon giydiği videoyu izleyince tüm konuklara kot pantolon beyaz üstle gelmelerini rica ettim. İyi ki de böyle bir karar vermişim, hem ne giyeceğim derdi olmadı kimseye, hem de fotoğraflar güzel çıktı. Anne adayımız da böylece pırıl pırıl parladı.

Duvara asacağımız pano, şekerlere yapıştıracağımız sticker Hayat Ozalit’de son olarak bastırıldı ve evimizin çalışma odası küçük bir organizasyon ofisi gibi oldu.

Partiden bir gün önce süsleme için Azra geldi. Önce harika bir bebek bezi pastası yaptı. Sonra kapıyı süsledi. Son olarak da kardeşimin oturacağı koltuğu kaplayıp adeta bir prenses tahtı haline getirdi. Masanın son hali benim tarafımdan yeniden düzenlense de ilk fikir Azra’ya ait.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Limonata kavanozum Sapanca’da kalmıştı. İmdadıma Tavsiye Evi yetişti. Renan hemen kavanozu getirdi ve masanın sarı rengi de ayrı bir hava kattı.

Didem konuklara saçlarına takmak için tüller getirmişti, hep beraber bunları takıp poz vermek de çok eğlenceli oldu. Bir yanda bebekler, bir yanda çocuklar, bir yanda benim kız ergen, bizim zamanımızda bunlar yoktu diyen kayınvalideler, kısırı nasıl yaptığını anlatıp tarif yazanlar, sırt ağrılarından, şirketteki yöneticisinden şikayet edenler, darısı başına ile başlayan cümleler… Bardak kırıldı, nazar bozuldu, çaylar içildi, kurabiyeler yendi, pembe hediye torbaları minik anahtarlık, pembe ataç, bitki çayı, kolonya, oje, kurabiye, badem şekeri ile doldu. Akşama babalar, kocalar geldi, yeniden çaylar demlendi, börekler ısıtıldı, pembe dedikodular yapıldı ve bir bebeğe hazırlık partimiz de böylece bitti.

Şimdi hayırlısıyla kızımızı kucağımıza almayı bekliyoruz. Kızımızın adı henüz yok belli olunca yazarım ama harika annesi, babası, abisi, teyzeleri, kardeşleri, dedeleri, anneannesi babaannesi, sevenleri var. Daha ne olsun? Ya gelmeseydi ben kime yapardım beybiiii şavırıııı?