Aizonai Antik Kenti, İç Batı Anadolu’da Kütahya şehir merkezine 58 km. uzaklıkta, Çavdarhisar ilçesinde, Örencik Ovası’nda, denizden yüksekliği yaklaşık 1000 metre olan yüksek bir platoda yer alan bir tarih şaheseri. Eskişehir’e de Afyon’a da Kütahya’ya da gidenlerin çok rahatlıkla uğrayabileceği bu kentin adını bile bugüne kadar duymamış olmaktan utanç duyuyorum. Beni bırakın, Eskişehir’de Kütahya’da yaşayan ya da buralarda üniversite okumuş arkadaşlarım bile adını benden duydu ilk kez. Oysa ki Efes kadar önemli ve muhteşem bir antik kent Aizonai. Sicilya’ya gidip Agrigento Tapınakları’nı göreceğiz diye yollar aşan biz bunca yıldır burnumuzun dibindeki zenginliği es geçmişiz. Burada Turizm Bakanlığı’mızı, Kütahya Valiliği’ni de anmadan geçemiyorum pek tabii, böylesine önemli eseri, insan hiç mi duyurmaz?
İsmini Zeus’un kızı su perisi Erato ile efsane kral Arkas’ın oğlundan geldiği söylenen Arizonai, antik Frigya’ya bağlı olarak yaşayan Aizanitis’lerin ana yerleşim merkeziymiş. Gerçekten de ilk durağımız Zeus Tapınağı ve sonrasında sırasıyla gezdiğimiz hamam, stadyum, tiyatro burada büyük bir yerleşim merkezini çok açık gösteriyor.
İlk olarak gezdiğimiz “Zeus” tapınağı, şehrin ana kutsal alanı. Yapımına M.S. II. yüzyılın ikinci çeyreğinde, İmparator Hadrian döneminde başlanmış bu tapınağın en önemli özelliği, altında tonozlarla örtülü bir başka mekanın olması. Bu, Anadolu‘da Roma döneminde pek alışılmamış bir uygulama ve bir benzerine henüz rastlanmamış. Zeus tapınağının ön galerisinin kuzey tarafındaki yazıtta İmparator Hadrian ile kent arasındaki yazışmalar, taşların üzerinde savaş sahnelerini, atlıları gösteren çizimler var. Tapınağın kısa yanında 8, uzun yanında 15 ion sütunu bulunmakta.
Sonbaharın iyice kendini hissettirdiği bu şirin köyde tapınaktan yavaş yavaş eskiden yerleşim olduğuna dair kalıntıları gezmeye başlıyoruz ki, stadyum ve tiyatro kompleksine gitmeden önce ilk olarak önünde sütunlu avlusu ve zengin süslemeleri bulunan hamama geliyoruz. Su ısıtma kanalı kalıntılarının hala göründüğü hamamda Frigidarium(soğukluk) ve caldarium(sıcaklık) gibi esas yıkanma odaları yapının ortasında yer alıyor. Hamamın hemen yanında spor aktivitelerinin yapıldığı Palaestra yer almakta. O zamandan spora verdikleri önem bugün bile görünüyor.
Tiyatro ve hemen bitişiğindeki stadyum gerçekten o çağlara ait olup bugüne gelmiş en büyük zenginlik bence. 15.000 kapasiteli tiyatroda grubumuzun birkaç gönüllüsünün sergilediği Midas adlı oyunu keyifle ve kahkahayla izlerken, 13.500 kişilik kapasitesi olan stadyumda tur rehberimizin canlandırmalarını izlemek de ayrı bir keyifti.
Çavdarhisar ilçesinde Penkalas yani Koca Çay üzerine kurulmuş dört köprüden ikisi hala kullanılıyor ve biz bu köprülerin birinden geçerek, M.S. 2.yüzyılın ikinci yarısında, bugün dünyanın en eski borsası olduğu söylenen, Macellum’a ulaştık. Yuvarlak biçimli yapının duvarlarındaki hem Latince hem Grekçe yazıtlar burada satılan malların fiyatlarına ilişkin açıklamalar içermekte. Örneğin, 8 numaralı blok yazıtta, 16-40 yaşlarında bir erkek kölenin iki eşeğin ücretine, aynı şekilde üç erkek kölenin bir atın fiyatına eşdeğer olduğu belirtilmiş. Borsa binası, 1970 yılındaki Gediz depremi sonrası üzerinde bulunan caminin yıkılması sonucu ortaya çıkmış. Borsa yapısının kuzeydoğusunda ise M.S. 400 yıllarına tarihlenen sütunlu bir cadde bulunmakta.
Tüm bu kalıntıları gezerken hala yerleşimin olduğu ve yaklaşık 4600 kişinin yaşadığı Çavdarhisar’da terkedilmiş evler dikkatimi çekiyor. Hepsinin bir tarafı muhteşem doğaya bakarken bir tarafı da antik şehir kalıntılarına bakan bu evlerde yaşayan olmadığı gibi virane biçimde her biri. Restore edilse, bakılsa her biri tarih kokan bu evlerde o kadar güzel turizm yapılır ki… İçinde sincapların gezdiği, tahta aralarında farelerin cirit attığı bu evlerin şu anki görüntüsü içimi acıttı.
Aizonai Antik Kenti, 2012 yılında Unesco Dünya Mirası geçici listesine girmiş fakat ülkemizde daha çok tanıtılmalı, daha çok turist çekilmeli. Daha önce de yazdığım gibi üç şehrin ortasında bulunuyor ve konaklama açısından üç şehrin de bu konuda kapasitesi var. Eskişehir ya da Kütahya’ya gelip Aizonai Antik Kenti’ni görmeden dönmeyin ve bilen bilmeyene anlatsın ki biz sahip çıkalım bu muhteşem tarihe.
Çok teşekkürler Banu ‘cuğum ,ben de geçen yıl bir gezi grubu ile gitmiş görmüştüm.Hayran kalmıştım. En ilginci tapınak altındaki bölüm geldi bana daha önce hiçbir yerde görmediğim.Bizi gezdiren rehberin söylediğine göre Roma en büyük şehir ,ikinci Efes ,üçüncü Aizonai imiş şaşalı döneminde…Geçtiğin çamurlu yolların kıyısındaki elma ağaçlarından en leziz elmalardan tatmıştık.Ben yazıya dökememiştim birkaç fotoğraf paylaşmakla yetinmiştim,utandım şimdi ben de…Sevgiler.